Bankadan kullanılan krediye ilişkin tahsil edilen dosya masraflara yönelik faiz talep edilebilir.
13. Hukuk Dairesi 2017/6701 E. , 2017/12701 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan kullandığı krediye ilişkin kendisinden tahsil edilen dosya masraflarının iadesi amacıyla Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne müracaat ettiğini, Hakem Heyetince haksız kesinti tutarı olan 157,50 TL nin tahsiline karar verildiğini, kararın bu kısmının yerinde olduğunu, ancak; hükmedilecek alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi yönündeki talebi hakkında, Hakem Heyetince olumlu olumsuz bir karar verilmediğini ileri sürerek; … Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 20.04.2016 tarih ve 2016/234 sayılı kararına yönelik kısmi itirazının kabulü ile, kredi masrafına ilişkin alacağın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, temyiz yasa yolu kapalı olmak üzere kesin olarak karar verilmiş; hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 70/3-4 maddesinde düzenlenen; Tüketici Hakem Heyeti kararına itiraz ve kararın faiz ve faiz başlangıç tarihi yönünden kısmen düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ( TBK ) 117.maddesi hükmü uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Dava konusu olayda, davacının, davalıyı, Tüketici Hakem Heyetine müracaatından evvel temerrüde düşüren ihtarı olmadığı halde, mahkemece ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Bu durumda, mahkemece, hükmedilen miktara, hakem heyetine müracaat tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Diğer yandan; 21.12.2015 tarih ve 29569 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ” Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret ” başlık 13. maddesinde ” (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” Bu kapsamda, kabul edilen 157,50 TL yi geçecek şekilde davacı lehine 900,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 12.05.2016 tarih 2016/420-501 sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.