Avukat, aynı davada önce davacının daha sonra da davalının vekilliğini üstlenemez.
15. Hukuk Dairesi 2017/769 E. , 2018/985 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, davalı … ile davacıların murisi … arasında kurulan eser sözleşmesinin ifası sırasında, …’in elektrik akımına kapılarak ölmesi sebebiyle destekten yoksunluk nedeniyle maddi ve yakınlarının ölümü sebebiyle manevi tazminat alacaklarının davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla artırılan miktar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Avukat …, 26.09.2013 tarihli duruşmaya davacılar vekili olarak katılmış yetki belgesini sunmak için verilen süre üzerine davacılar vekili olarak davayı açan Avukat … tarafından imzalanan 26.09.2013 tarihli yetki belgesini de 07.11.2013 tarihli duruşmada ibraz edilip, davacılar vekili olarak duruşmalara kabulünden ve 23.01.2014, 13.03.2014, 12.06.2014 tarihli duruşmalara katıldıktan sonra, … Noterliği’nde düzenlenen 09.05.2014 gün 1420 yevmiye nolu vekâletname ile davalı … Belediyesi vekili olmuş, 27.05.2015 tarihli duruşmada vekâletinin ve verdiği yetki belgesinin kabulüne karar verilmiş, 30.09.2015, 25.11.2015, 23.12.2015, 03.02.2016, 27.04.2016, 29.06.2016 duruşmalar ve 19.07.2016 tarihli karar duruşmasına davalı vekili olarak katılmış, 07.11.2016 tarihli dilekçe ile nihai kararı davalı … vekili ile birlikte temyiz etmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Avukat … davacılar vekili olarak bir süre dava ve duruşmaları takip ettikten sonra, davalı belediyeden aldığı vekâletname ile belediyeyi de temsil etmiştir. Davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerine davalı … Belediyesi’nce karşı çıkıldığı ve davanın reddi talep edildiğine göre aralarında menfaat çatışması bulunmaktadır. Vekâlet dava şartı olup, kamu düzeniyle ilgili ve görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden gözetilmesi gereken 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddesi hükmünce işin reddi zorunluluğu bulunduğundan, davada menfaatleri çatışan tarafların yargılamanın değişik safhalarında olsa dahi aynı avukat tarafından temsil edilmiş olmaları açıkça kanuna aykırıdır.
Bu durumda mahkemece işi reddetme zorunluluğuna rağmen kabul ederek davalı belediyeyi temsil eden Avukat …’nün vekilliğinin kabulüne dair karar kaldırılıp adı geçen avukatın bu dosyada davalı belediyeyi temsil edemeyeceği kabul edilip, davalı belediyeye başka bir vekille davayı takip etmesi veya yetkili temsilcisi tarafından takip etmesi gerektiği konusunda meşruhatlı davetiye çıkartılıp, bu şekilde taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasının incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava şartı ve kamu düzeninden olan bu husus gözden kaçırılarak yargılamaya devamla, davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılar … ile …’ne geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.