Yargıtay Kararı

Binada meydana gelen zararın dask poliçe tanzim tarihinden öncesinden kaynaklandığı iddiası araştırılmadan hüküm kurulmaması gerekir.

Binada meydana gelen zararın dask poliçe tanzim tarihinden öncesinden kaynaklandığı iddiası araştırılmadan hüküm kurulmaması gerekir.

17. Hukuk Dairesi         2016/15056 E.  ,  2019/9959 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalı nezdinde zorunlu deprem sigortalı konutunun 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremde hasar gördüğünü, konutta meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğunu açıklayıp 15.584,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; talebin teminat dışında kaldığını, poliçe tanzimi sırasında konutun hasarlı olduğunun kasıtlı olarak beyan edilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 15.584,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zorunlu deprem sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait konutun 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremde hasarlandığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, davalı vekili; davacının konutunda meydana gelen hasarın 23.10.2011 tarihinde meydana gelen depremde oluştuğunu, depremden/hasardan 8 gün sonra poliçe düzenlendiğini, 23.10.2011 de meydana gelen hasardan sonra henüz konutların incelenmediğinden 23.10.2011 tarihli
deprem nedeni ile konutlarda oluşan hasarın konut sahipleri dışında bilinmediğini, davacının konutu hasarlı halde iken sigortalandığı için tazminat talebinin reddediğini, zira davacının konutu ile aynı sitede daha önceki depremde hasar gördüğü tespit edilen ve bu sebeple ödeme yapılmayan emsal hasar dosyaları bulunduğunu, aynı binada ilk depremde hasar gören taşınmazın bulunmasının davacının da konutunun poliçeden önce hasarlı olduğunun en büyük kanıtı olduğunu, bu nedenle davacının konutunun geçmiş depremlerde orta veya ağır hasar durumunun kasıtlı olarak beyan etmediğinden talebin teminat dışında kaldığını savunmuş, mahkemece davalının savunmaları üzerinde durulmaksızın davanın kabulü yönünden hüküm kurulmuştur.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1401. maddesinde “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı yasanın 1409. Maddesi hükmüne göre sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sigortacı sorumlu olup kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Davacı ile davalı DASK arasında TTK 1401. maddesine göre düzenlenen, geçerlilik süresi 01.11.2011-01.11.2012 olan DASK poliçesinde dava konusu konutun hasarsız olduğu DASK tarafından kabul edilmiştir. Davalı, davaya konu meskenin poliçe tanzimi sırasında orta veya ağır hasarlı olduğunu, talebin teminat dışında kaldığını savunmuş ve buna ilişkin delillerini sunmuştur.
Bu durumda mahkemece, davalının savunmalarında bildirdiği delillerin toplanarak, özellikle de; davacının meskeni ile aynı sitede/binada bulunup da 23.10.2011 tarihli depremde orta veya ağır hasarlandığı iddia edilen meskenlere ilişkin hasar dosyalarının ve bu meskenler hakkında resmi makamlarca yapılmış tespit dosyalarının da getirtilerek davalının savunmaları doğrultusunda bir araştırma yapılması, yapılan bu araştırmalar neticesinde davaya konu meskenin poliçe tanziminden önce az hasarlı olduğunun tespit edilmesi halinde, depreme riskli bölgede, poliçe tanziminden kısa süre önce de büyük ölçekli depremin olduğu da gözetilerek poliçe tanzimi sırasında sigorta şirketinin de gerekli araştırmaları yapmayarak kusurlu olduğunun düşünülmesi, 23.10.2011 tarihli depremde az hasarlı olduğunun tespit edilmesi halinde oluşan az hasara ilişkin zararın yapılacak hesaplamada indirim sebebi olarak gözetilmesi gerektiği hususlarında araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);