Haksız fiil alacağı niteliğindeki ecrimisil alacağı likit bir alacak değildir.
8. Hukuk Dairesi 2019/411 E. , 2020/4496 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 508 ada 77 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde işgalci olarak yer alan davalıya karşı … 1. İcra Müdürlüğünün 2009/24177 Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline,alacağın tahsili için takibin devamına, borçlunun kötüniyetli olması sebebiyle alacağın % 40’ından az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 6.051.60 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren alacağa faiz yürütülmesine, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/18036 Esas, 2014/4120 Karar sayılı ilamı ile davaya konu taşınmazın müstakilen davacı adına kayıtlı olduğu, davacının … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/430 E., 2010/140 K. sayılı dosyasında davalının, 28/07/2004-28/07/2009 döneminde, çekişme konusu taşınmaza baz istasyonu kurmak suretiyle müdahale ettiği ve yaptığı itirazı ile takibi haksız şekilde durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptali davası açtığı, yargılama sonucu 27.080.00 TL üzerinden itirazın iptaline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, bilahare davacının, … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/26598 Esas sayılı dosyasında 28/07/2009-28/06/2010 dönemine ilişkin işgal tazminatı olarak 8.800.00-TL üzerinden takip başlattığı, davalının itirazıyla takibin durması üzerine itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatı ödenmesi için eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında işgalin sürdüğünü bildirerek İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/681 E., 2012/525 K. sayılı dosyasında, davalı aleyhine elatmanın önlenmesi, kal ve eldeki davadan sonraki dönem için ecrimisil istemli davayı açtığı, eldeki davadan sonra İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/681 E., 2012/525 K. sayılı davada yapılan keşif sonucu, alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait taşınmazın çatısına monte edilmiş anten ile binanın yan bahçesinde, 43 parsel sayılı taşınmaz üzerinde GSM baz istasyonu bulunduğunun bildirildiği, bu durumda, GSM baz istasyonunun dava konusu taşınmaz içinde bulunmayıp, bitişik 43 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının belirlenmesi durumunda baz istasyonunun işgal ettiği alanın ecrimisil hesabına katılmasının doğru olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/681 E., 2012/525 K. ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/430 E., 2010/140 K., sayılı dosyalarında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak, mahallinde keşif yapılmak suretiyle davalıya ait tesislerin dava konusu taşınmazda kalıp kalmadığının, kalıyorsa ne kadarlık kısmının bu taşınmazda kaldığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile takibin kısmen iptaline, 6.106 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil alacağı nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, Mahkemece bozmaya uyularak yargılama aşamasında dava konusu baz istasyonunun yerinden sökülmesi nedeniyle yeri belli olmadığı için keşif yapılmasında bir yarar bulunmadığından keşiften vazgeçilmesine ve İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/681 Esas ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/430 Esas sayılı dosyalarındaki raporlarla yetinilmesine karar verilerek, dava konusu taşınmazda davalıya ait baz GSM istasyonu anteni bulunduğu ve 28/07/2009 – 28/06/2010 tarihleri döneminde toplam 6.106 TL işgal tazminatı hesaplanarak bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmiş ise de, bozma gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında eldeki davadan sonra İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/681 E. 2012/525 K. sayılı davada yapılan keşif sonucu, alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait taşınmazın çatısına monte edilmiş anten ile binanın yan bahçesinde, 43 parsel sayılı taşınmaz üzerinde GSM baz istasyonu bulunduğunun belirtildiği, bozma sonrası GSM baz istasyonunun davalı tarafça kaldırıldığı belirtildiğinden Mahkemece keşif yapılmaksızın İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/681 Esas ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/430 Esas sayılı dosyalarındaki raporlarla yetinilmesine karar verildiği, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/681 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada GSM baz istasyonunun davaya konu parselin yanındaki dava dışı 43 parsel içinde kaldığı, anteninin ise davaya konu taşınmazda kaldığının tespit edildiğinin anlaşıldığı, eldeki dosyada alınan 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda antenden dolayı 28.07.2009-28.06.2010 tarihleri arası dönem için 2.762 TL, GSM baz istasyonundan dolayı aynı dönem için 3.344 TL ecrimisil hesaplandığı, Mahkemece hem anten hem de GSM baz istasyonu için hesaplanan toplam ecrimisil alacağı üzerinden takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bozma ilamı ve Mahkemece hesaplamada dikkate alınan dava dosyasına göre GSM baz istasyonunun davaya konu taşınmaz içinde kalmadığı anlaşıldığına göre, GSM baz istasyonu için hesaplanan ecrimisil dikkate alınmadan sadece dava konusu taşınmaz içinde yer alan antenden dolayı hesaplanan ecrimisil alacağı yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca bilindiği üzere, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne göre; itirazın iptaline karar verilmesi halinde alacaklı taraf yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklı tarafın haklılığının tespit edilmiş olması yeterli olmayıp alacağın da likit ve muayyen, başka bir deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olması, miktarının belirlenebilmesi için yargılamanın gerekmemesi zorunludur,
Diğer yandan bilindiği üzere, ecrimisil, hukuken haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın taşınmazı kullanan kişinin taşınmaz malikine ödemesi gerekli olan, en azı kira, en çoğu mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatıdır. Haksız fiil alacağı niteliğindeki ecrimisilin varlığı ve miktarı alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama neticesinde belirlenebilir.
Yasal düzenleme ve uygulama bu şekilde iken, somut olayda icra takibine ve incelenen itirazın iptali davasına konu edilen alacağın likit ya da muayyen olduğunu, bu miktarın yargılama yapılmaksızın basit bir hesaplama işlemiyle tespit edilebilir nitelikte olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği gibi, bozmadan önceki kararda icra inkar tazminatı talebinin reddedildiği, hükmün sadece davalı tarafından temyiz edildiği gözden kaçırılarak, bozmadan sonra verilen kararda davalının aleyhine olacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru olmadığı gibi bozma öncesi kararda 6.051 TL alacak için takibin devamına karar verildiği halde, bozma sonrası verilen kararda davalı aleyhine olacak şekilde 6.106 TL için takibin devamına karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.