Gerçek kişiler adına rezervasyon yapılmış ise de faturaların şirket adına düzenlenmesi hukuki uyuşmazlığı ticari yapar bu yüzden görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
23. Hukuk Dairesi 2014/6594 E. , 2015/850 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan 1036352, 1036373, 1036360, 1036366 rezervasyon numaraları ile 24.08.2013-27.08.2013 tarihleri arasında tatil satın aldığını, 24.08.2013 tarihinde otele gelindiği ve yerleşildiğini, ancak rezervasyon yapılan kişilerden …’in 25.08.2013 tarihinde vefat etmesi üzerine rezervasyon yapılan kişilerin cenazeye katılmak maksadıyla otelden ayrıldıkları, sadece bir gün tatil yapıldığı halde geri kalan günler için yapılan ödemelerin iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, mücbir sebep nedeniyle tatilin yarıda kesilmesinden kaynaklı iadesi gereken rezervasyon bedeli olan 2.970,00 TL’nin işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının tüketici sıfatıyla davalı şirkete tatil rezervasyonu yaptırdığı, ancak annesinin vefatı nedeniyle tatil yapamadığından, buna yönelik kredi kartıyla yapmış olduğu ödemenin iadesini talep ettiği, davacının tacir olmadığı, davaya konu olayın da ticari bir yönü bulunmayıp, Tüketici Mahkemelerinin görev alanına giren tüketici davası olduğu, taraflardan yalnızca davalının tacir olmasının olayın ticari bir iş olduğu anlamını taşımadığı gerekçesiyle, TTK 5/3. ve HMK 114/c maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli … Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, taraflar arasındaki tatil rezervasyonuna ilişkin hizmet alım sözleşmesi uyarınca hizmet bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Tanımlar başlıklı 3. maddesinin (e) bendine göre tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ve tüzel kişiyi ” ifade eder. Somut olayda gerçek kişiler adına rezervasyon yapılmış ise de faturaların davacı adına düzenlendiği, davacının hizmetten ticari amaçla yararlandığı anlaşılmış olup, tacir olan davacı şirketin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un anılan 3. maddesinin (e) bendinde açıklanan “tüketici ” kapsamında olmadığı açıktır.
Öte yandan 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda uyuşmazlık, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğindedir.
Bu durumda mahkemece görevli olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Kabule göre de; HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 114/1-c ve madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK’nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında “mahkememizin görevsizliğine” ibarelerine yer verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.