Yargıtay Kararı

Adres farklı bile olsa haciz yapılan yerde borçlunun faaliyette bulunup bulunmadığı ve o yerde borçluya ait herhangi bir evrak olup olmadığı ile tespit edilebilir.

Adres farklı bile olsa haciz yapılan yerde borçlunun faaliyette bulunup bulunmadığı ve o yerde borçluya ait herhangi bir evrak olup olmadığı ile tespit edilebilir.

12. Hukuk Dairesi         2021/50 E.  ,  2021/4249 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının icra mahkemesine başvurusunda; haciz işlemi sırasında kapalı yerlerin açılarak evrak araştırılması yapılmasını talep ettiğini ancak icra memurunun gerekçe göstermeksizin talebi reddettiğini ileri sürerek evrak araştırması isteminin reddine dair kararın iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince haciz yapılan adresin borçlu şirketin haciz tarihindeki adresinden farklı olduğu, haciz mahallinde borçluya ait bir kayda rastlanmadığı ve vergi levhasının da borçlu şirket adına olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği, alacaklı yanca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince benzer gerekçelerle başvurunun esastan reddi yönünde hüküm kurulduğu görülmektedir.
İİK’nin 80. ve müteakip maddeleri uyarınca icra müdürü, borçlunun gösterilen adresinde talep üzerine gerektiğinde kilitli yerlerin (ev ya da işyeri kapısı) çilingir vasıtasıyla açtırılması suretiyle haciz işlemini yapmak zorundadır. Bir başka anlatımla, anılan yasal düzenlemelerde, icra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilip getirilmemesi konusunda takdir yetkisi tanınmamıştır. Bu durumda icra memuru haczi ve gerektiğinde evrak araştırmasını yapmak durumda olup, haciz yapılan yerde 3. kişi bulunduğu ve istihkak iddia edildiği takdirde, icra müdürü tarafından beyanlar zapta geçirilip, İİK’nin 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedürün uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda, icra memurunun gösterilen adreste haciz işlemini gerçekleştirdiği, adreste hazır bulunan kişinin; bu adresten borçlu şirketin daha evvel ayrıldığını, işyerini kendilerinin kiraladıklarını, farklı bir şirket olduklarını ve adreste bulunan malların kendilerine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunduğu, alacaklı vekilinin haciz mahallinde kapalı yerlerin açılarak evrak araştırması yapılmasını talep ettiği ancak icra memurunun gerekçe göstermeden talebin reddine karar verdiği görülmektedir. İİK’nin 80. maddesi borçluyu hedef almakta olup, yapılan işlemler borçlu hakkında gerçekleştirilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi eğer 3. kişi haciz yapılan yerin borçluya ait olmadığı iddiasında ise icra müdürü tarafından iddialar zapta geçirilerek, İİK’nin 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedür uygulanmalıdır. İcra müdürünce İİK’nin 96. ve 99. maddelerine göre işlem yapılıp yapılmayacağı hususu ancak evrak araştırması sonucunda netleşmektedir. Gerek İİK’nin 96. ve 99. maddelerine ilişkin şikayet ve gerekse istihkak iddiası ayrı bir dava konusu olduğundan hali hazırda borçluya ait olduğu iddia edilen yerde evrak araştırması yapılması usul ve yasaya aykırı değildir. Bir başka deyişle ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçelerinde bahsi geçen ve gerekçe olarak dayanılan iddialar istihkak davasının konusu olup istihkak davasında değerlendirilebilecek hususlardır. Mahkemece bu aşamada incelenmesi mümkün olmayıp uyuşmazlığın İİK’nun 80. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Kaldı ki adres farklı bile olsa haciz yapılan yerde borçlunun faaliyette bulunup bulunmadığı ve o yerde borçluya ait herhangi bir evrak olup olmadığı ancak kilitli yerler dahil olmak üzere icra müdürlüğünce yapılacak araştırmayla ortaya çıkabilecek olduğundan yapılan işleme İİK’nun 80/3. maddesi cevaz vermektedir.
O halde ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü yerine şikayetin reddine yönelik hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de başvurunun esastan reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2020 tarih ve 2019/2585 E. – 2020/1865K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, … 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.05.2019 tarih ve 2019/414 E.-2019/541 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 07.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);