Alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez.
12. Hukuk Dairesi 2014/24995 E. , 2014/31013 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/07/2014
NUMARASI : 2014/631-2014/602
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu, 4077 Sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince asıl borçluya başvurulmadan kendi aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istediği, Mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez” düzenlemesini içermektedir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez.
Bu konudaki başvuru İİK.nun 16/2.maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı bulunmaktadır.
O halde mahkemece, 4077 sayılı Kanunun 10. maddesine dayalı şikayetin İİK.nun 16/2.maddesi gereğince süresiz olarak şikayet konusu yapılabilmesi nedeni ile esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.