Alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerlidir.
12. Hukuk Dairesi 2020/6620 E. , 2021/2293 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından 04.09.2019 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra takibini haricen öğrenmesi üzerine icra dairesine verdiği 09.09.2019 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce; itirazın yasal sürede yapıldığı anlaşıldığından takibin İİK’nun 62 ve 66. maddeleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği, alacaklının 13.09.2019 tarihinde itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece kambiyo senedine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılamayacağı gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğinden borçlunun icra dairesine yaptığı itirazın sonuç doğurmayacağı, alacaklının bu aşamada itirazın kaldırılmasını talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür
Somut olayda; alacaklı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2019/ 4250 Esas sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında bir adet bonodan kaynaklı alacağının tahsili talebi ile başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 17.08.2019 tarihinde muhatabın adresten ayrıldığı belirtilerek iade edilmiş olduğu, borçlu tarafından 09/09/2019 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde dosya borcundan haberdar olduğunu belirterek, icra dosyasında belirtilen miktarların haksız olduğu, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçluya yeniden tebligat çıkartılmadığı, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek süresinde icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu görülmüştür.
İİK ‘nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya müdürlükçe çıkarılıp bila tebliğ iade edilen ödeme emri bulunmaktadır.
Her ne kadar bölge adliye mahkemesi kararında Dairemizin bazı içtihatlarına atıfta bulunulmuş ise de, bahsi geçen içtihatlar her somut olayın niteliğine göre oluşturulmuş olup, Dairemizin sonradan oluşan ve usul ekonomisine de uygun olan uygulamalarına göre; borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır.
Öte yandan, borçlu icra müdürlüğüne itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, takibe konu alacağın dayanağı olan bono aslının icra dosyasına ibraz edilmediği ve ödeme emri ile birlikte kendisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile İİK’nın 58/3 ve 61/1 maddelerine dayalı olarak icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etme hakkı ve hukuki yararı vardır.
O halde, borçlunun takibe itirazı geçerli olmakla takibin durdurulduğu da dikkate alınarak bölge adliye mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu hukuki yarar yokluğu nedeniyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2020 tarih ve 2020/152 E. – 423 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.