Arabuluculuk görüşmelerine her iki tarafın da katılması halinde arabuluculuk giderinin haksız çıkacak taraftan alınacağı belirtildiğinden kısmen kabul kısmen red kararı verilmesi halinde her iki tarafın da haklılık oranına göre kabul ve red miktarı üzerinden arabuluculuk ücretinden sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesi yerinde olmuştur.
T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/522
KARAR NO : 2022/649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …Esas, … Karar
DAVACI :…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1-…
VEKİLLERİ : Av…
Av..
DAVALI : 2-…
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve …Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.06.2019 tarihinde davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken davalının kusurlu davranışı sonucu davacı …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete yandan çarparak davacının yaralanmasına neden olduğu, ayağının kırıldığı, bu kaza sonucu bakıma muhtaç kalacak şekilde meslekte kazanma gücünün kaybettiğini beyan ederek davacının geçirdiği trafik kazasında çalışma gücünün azalmasından ve yetirilmesinden doğan süreli iş göremezliği nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata, kaza sonrası yaşadığı açık, elem ve ızdırap nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili … Sigorta vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından başvuru şartının yerine getirilmediğini, dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde zorulu mali mesuliyet sigortsı ile sigortalı olduğunu, tarafların kusur oranları ve davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının gelirine ilişkin herhangi bir gelir belgesini ibraz edilmediğini, davacının özürlülük durumu ile ilgili de bir belge sunulmadığını, kalıcı maluliyetinin tespit edilmesi için Adli Tıp İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: kazanın meydana gelmesinde tamamen davacının kusurlu olduğunu, mahallinde yapılacak keşif sonrası kusur oranının tespit edebileceğini, kazadan sonra davacı ile ilgilendiğini, maluliyet oranın tespitini talep ettiğini, asgari ücretin üzerinde ücret aldığını kabul etmediğini, manevi tazminat talebini fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının davalı …Ş. ve … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının ayrı ayrı reddine, davacının … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davacının maluliyetinin yanlış yönetmelik hükümlerine göre belirlendiğinden maddi tazminat davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, davacı müvekkilin davasında haklı çıkmış olmasına rağmen ara buluculuk ücretinin davacıya yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu açılan sürekli iş göremezlik tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre alındığı, manevi tazminat miktarının düşük olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre alındığına yönelik yapılan incelemede:
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemeleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasındaki kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6247 E – 2021/9135 K; 2021/5898 E – 2021/8467 K; 2021/4501 E – 2021/7401 K sayılı kararları)
Mahkemesince hükme esas alınan 29.05.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 08.06.2019 tarihinde yürürlükte bulunan 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, dosyaya başkaca maluliyet hususunda delil sunulmadığı, davacının tüm tedavi belgeleri incelenerek rapor düzenlendiği, bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Manevi tazminat miktarı yönünden yapılan istinaf talebinin incelemesinde:
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda; 08.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’nın sevk ve idaresindeki aracın davacının sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen kaza sonucunda davacının yaralandığı, davacının kalıcı maluliyetinin olmadığı, bacağına platin takıldığı, 9 aylık iyileşme süresinin bulunduğu, alınan kusur raporuna göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün %85 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davalı sürücünün emekli olduğu, davacının 21 yaşında olup işsiz olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaralanmasının derecesi, iyileşme süresi, yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Arabuluculuk ücretine yönelik istinaf incelemesinde:
Somut olayda, davadan önce davacı tarafça 7155 Sayılı Yasa uyarınca arabuluculuk başvurusunun yapılıp bu şartın yerine getirildiği ve taraflar arasında anlaşılamama tutanağı tutulduğu sabittir.
Uyuşmazlık ve istinaf konusu arabuluculuk dava şartına tabi olan bu davada yargılama sırasında manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilirken davadan önceki arabuluculuk işlemleri sırasında arabuluculuk ücretinden hangi tarafın sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, yine bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı düzenlenmiştir.
Ara buluculuk görüşmelerine her iki tarafın da katılması halinde arabuluculuk giderinin haksız çıkacak taraftan alınacağı belirtildiğinden kısmen kabul kısmen red kararı verilmesi halinde her iki tarafın da haklılık oranına göre kabul ve red miktarı üzerinden arabuluculuk ücretinden sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesi yerinde olmuştur. Ancak maddi tazminat talebi açısından davanın reddine karar verilmesi hususu gözden kaçırılmıştır. Buna göre maddi tazminat talebi tam reddedildiğinden ücretin yarısının davacıdan, manevi tazminat talebi tam kabul edildiğinden ücretin yarısının da davalıdan tahsiline dair bu hususta yeniden karar verilmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince sürekli iş göremezlik yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde ise de, manevi tazminatın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının düzelterek yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve …Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacının davalı …Ş. ve … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacının … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının KABULÜ İLE,
-20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- a-)Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 1.366,20 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 71,73 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.294,47 TL nispi harcın davalı …’dan alınarak alınarak Hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 24.09.2020 günlü karar ile davalı …’dan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin istenilerek Dairemiz kararına göre yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
5- Davalı …Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Ş.’ye verilmesine,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince kabul edilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Başvuru tarihi itibariyle Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul oranına göre hesaplanan 660,00 TL’sinin davalı …’dan, 660,00 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
9-Davacının yaptığı tebligat, müzekkere, Adli Tıp fatura bedeli ve dosya posta masrafı olmak üzere toplam 1.138,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 569,10 TL ile, dava açılırken yatırılan 116,13 TL peşin ve başvurma harcı olmak üzere toplam 685,23 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
11-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yapılan 91,00 TL istinafa dosya gönderme ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 86,67 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.22/03/2022