Aynı dilekçe ile borcun kabul edilerek emekli maaşının haczine muvafakat edilmesi geçersizdir.
12. Hukuk Dairesi 2019/12736 E. , 2020/5762 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu, emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına ilişkindir.
5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesinde; “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, … hizmeti sunucularının genel … sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez” hükmü yer almaktadır. 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu’nun 93/1. maddesine eklenen fıkra ile; “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir” hükmü getirilmiştir. Buna göre muvafakatin geçerli olması için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması yeterlidir. Bu düzenleme usule değil esasa ilişkin olup, İİK.nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle uygulanır.
Somut olayda alacaklı yanca borçlu hakkında icra takibine başlandığı, borçlunun icra dairesine gelerek ödeme emrini 21.04.2016 tarihinde elden tebliğ aldığı, borçlunun aynı gün icra dairesine verdiği dilekçe ile borcu kabul ederek, lehine işleyecek sürelerden feragat ettiği ve emekli maaşının haczine muvafakat ettiği görülmüştür.
Buna göre aynı dilekçe ile borcun kabul edilerek hacze muvafakat edilmesi, takibin kesinleşmesi ile aynı anda olduğundan, bir diğer ifade ile takibin kesinleşmesinden sonra olmadığından geçersizdir.
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenen ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 20.09.2019 tarih ve 2019/533 E. – 2019/2281 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.