Belirli süreli iş sözleşmesi geçerli neden ile feshedilirse kalan süreye ait ücretin ödenmesi gerekir.
9. Hukuk Dairesi 2009/41078 E. , 2012/2947 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, bakiye ücret alacağı, ücret alacağı, kötüniyet tazminatı ve KDV alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, Ocak 2000 yılından iş akdinin sona erdirildiği 18/03/2005 tarihine kadar davalı şirkete ait kursta İngilizce öğretmeni olarak çalıştığını, bu tarihte görev yaptığı işyerinde tadilata başlanıp kursların iptal edildiğini, sınıfların kapatıldığı belirtilerek öğrencilerin okula alınmadığını, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek,kötü niyet, ihbar ve kıdem tazminatları ile bakiye süre ücreti ve yıllık izin ücreti ile çalıştığı süre boyunca ödenmeyen temmuz, ağustos ve eylül ayı ücretlerinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının 24/04/2005 tarihinden itibaren izinsiz olarak işyerine gelmediğini, bu nedenle iş akdinin haklı sebeple sona erdirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde 01/01/2000 tarihinden 18/03/2005 tarihine kadar öğretmen olarak çalıştığı, bu tarihte göreve geldiğinde işyerinde tadilat başladığını, öğrencilerde dahil olmak üzere dershaneye giremedikleri, bu hususta muhatap da bulamadıklarını, orada çalışanların artık başka dershanenin burada faaliyet göstereceğini söyledikleri ve bu haliyle iş akdinin eylemli olarak davalı işverence sona erdirildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı ve takdiren %60 oranında indirim yapılarak bakiye süre ücreti ile yıllık izin ücreti ve aylık ücret alacağı istekleri kabul edilmiş, ihbar ve kötüniyet tazminatı istekleri ise reddedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Torba madde ile davalının
2-Taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshine dayalı olarak işverence ödenmesi gereken kalan süreye ait ücretler konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Borçlar Kanununun 325 inci maddesinde, “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir” şeklinde kurala yer verilerek işçinin kalan süre ücretini talep hakkı olduğu belirtilmiştir.
Bakiye süre ücretinin istenebilmesi için, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir.
İşverenin feshi 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde yazılı sağlık sebeplerine, ahlâk ve iyi niyet kuralları ile benzerlerine uymayan hallere veya zorlayıcı sebeplere dayanması halinde, sözleşmenin kalan süresine ait ücretler yönünden işçinin talep hakkı doğmaz.
15.03.2003 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 15.03.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4773 sayılı Yasa ile “geçerli fesih” kavramı iş hukukunda yerini almıştır.
Her ne kadar geçerli fesih gerek yukarıda değinilen Yasa ve gerekse 4857 sayılı İş Kanununda belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörülmüş olsa da, belirli süreli iş sözleşmesi bakımından da tartışılmasında yarar bulunmaktadır. Geçerli neden ister işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklansın, isterse işçinin yeterliliği ve davranışlarına dayansın, belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce işverence feshi için gerekçe oluşturmamalıdır. Gerçekten, belirli süreli iş sözleşmesi düzenleyerek taraflar fesih iradelerini sürenin sonuna kadar askıya almış sayılmalıdır. Bu itibarla geçerli nedenlerin varlığına rağmen belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin iş sözleşmesi süresinden önce haklı bir neden olmaksızın feshedildiğinde kalan süreye ait ücretinin ödenmesi gerekir.
Belirli süreli iş sözleşmesinde, feshin Borçlar Kanunun 117 nci maddesinde sözü edilen ifa imkânsızlığına dayanması halinde bakiye süre ücreti ödenmesi gerekmez. İfa imkânsızlığı, edimin içeriği değişmeksizin borcun aynen yerine getirilmesinin olanaksız hale gelmesi olarak açıklanabilir.
İşçinin iş görme edimini ifa edememesinin, işverenin temerrüdünden kaynaklanması durumunda, sanki sözleşme devam ediyormuş gibi kalan süreye ait ücret ve diğer hakların ödemesi gerekecektir. İş Hukukunda ücret kural olarak çalışma karşılığı ödenir. Aksinin kanunda öngörülmesi ya da taraflarca açık biçimde kararlaştırılması gerekir.
Bakiye süre ücreti eylemli bir çalışmanın karşılığı olmadığından, 4857 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinde öngörülen özel faiz uygulanmaz ve bu ücretlere ilişkin olarak sigorta primi ödenmesi de gerekmez.
Borçlar Kanununun 325 inci maddesine göre işçinin, sözleşme kapsamındaki işi yapmaması sebebiyle tasarruf ettiği miktar ile diğer bir işten elde ettiği gelirleri veya kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler kalan süreye ait ücretler toplamından indirilmelidir. Bu konuda gerekli araştırmaya gidilmeli, işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak sonuca gidilmelidir.
İşçiye belirli süreli iş sözleşmesinin varlığına rağmen ihbar tazminatı ödenmişse bu tutarın, bakiye süre ücretinden gerekli indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar üzerinden mahsup edilmesi gerekir. (9. HD. 16.6.2008 gün 2007/16098 E, 2008/15750 K.).
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bakiye 8 ay 10 günlük süreye ilişkin 12 579.88 TL ücret alacağı hesaplanmış Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir araştırmaya gidilmeksizin takdiren % 60 oranında indirim yapılarak 7547.92 TL bakiye süre ücreti hüküm altına alınmıştır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının sözleşmenin feshinden sonraki dönem için başka bir yerden gelir elde edip etmediği, iş başvurusunda bulunup bulunmadığı saptanmalı, sözleşme kapsamındaki işi yapmamaktan dolayı tasarruf ettiği miktarlar belirlenmeli, kazanmaktan kasten feragat ettiği şeyler mevcut ise ücret toplamından indirilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Mahkemece davacının çalıştığı süre itibariyle 5 yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı davalıya ait yabancı dil kursunda öğretmen olarak çalışmış olup temmuz, ağustos ve eylül aylarında davalı kursun faaliyet gösterip göstermediği ve bu aylarda davacının ders verip vermediği, kursun kapanıp kapanmadığı araştırılarak yapılan işin niteliğine göre davacının dinlenme hakkını bu aylarda kullanıp kullanmadığı saptanmadan yıllık izin ücreti alacağının kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.