Dava dilekçesinde alacak kalemleri tek tek belirtilmeli ve ıslah da her birine ilişkin yapılmalıdır.
22. Hukuk Dairesi 2018/608 E. , 2020/8587 K.
“İçtihat Metni”
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: … 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, bir kısım işçilik alacakları ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı Belediye, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilii istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemesince dava dosyasındaki delillerin değerlendirilmesinde ve karar gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaat ve sonucuna varılarak yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı Belediye tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda; davacı tarafından Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan talep konusu alacak kalemleri ayrı ayrı miktarlandırılmak suretiyle dava açılmamış ve yine ayrı ayrı miktarlandırılmak suretiyle ıslah yapılmamış, mahkemece Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacak kalemleri ayrı ayrı belirtilmeksizin net 19.605,95 TL Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kurulan hükmün ilgili Yasa maddesi uyarınca usulüne uygun bir hüküm olarak kabulü mümkün değildir. Zira taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı sıra numarası altında faiz başlangıç tarihleri de gözetilmek suretiyle belirtilmesi gerekirken alacağın tek kalem şeklinde belirtilmesi hükmün denetimini engellemektedir. Mahkemece yapılacak iş, davacı tarafa toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepleri açıklattırılmak suretiyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak kalemleri ayrı ayrı belirtilerek hüküm kurulmalıdır.Yukarıda yazılı sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olmasına rağmen, davalı tarafın istinaf başvurusunun yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.