Ek sözleşme ve artış oranı teklifini kabul eden işçilerle davacı arasında ücret dengesizliği oluşacağı ve bu durumun iş barışını bozacağı, bu sebeplerle davacının ek sözleşmeyi kabul etmemesi üzerine yapılan feshin geçerli sebebe dayanır.
22. Hukuk Dairesi 2016/25207 E. , 2016/25342 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalının 01.02.2016 tarihli fesih yazısında feshe gerekçe olarak 2016 yılı için %5+5 olmak üzere yıllık %10 zam yapılması yönünde yönetim kurulu kararı alındığı ve hizmet sözleşmesine ek olarak düzenlenen ek sözleşmenin imzalanmaması nedeniyle tazminatları ödenerek davacının iş sözleşmesine son verildiğinin belirtildiğini, feshin son çare olması ilkesine aykırı davranıldığını, taraflar arasında hizmet ilişkisi kurulurken imzalanan hizmet akdi gereği yıllık ücret artışının asgari ücret zam oranında olacağı yönünde anlaşmanın aksine tek taraflı olarak işçi muvafakatı olmaksızın işverence işçi aleyhine değiştirilmesinin iş şartları esaslı değişikliği olduğunu, uygulanması gereken ücret artış oranından tek taraflı işveren tarafından işçi aleyhine değişimine davacı tarafından uyulmamasının feshe geçerli sebep oluşturmayacağını, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ile işe iadesine, boşta geçen süre ücreti ve tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dernek yönetim kurulunun 29.12.2015 tarihli ve 23 sayılı kararında 2016 yılında personele uygulanacak ücret artışının sadece bu yıla özel olarak %5+5 olarak uygulanmasına karar verildiğini, bu durumun davacı işçiye ek sözleşme ile bildirildiğini, davacının bu ek sözleşmeyi kabul etmediğini kuruma bildirdiğini, bunun üzerine davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından 01.02.2016 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı ile davalı dernek arasında imzalanan hizmet akdinin 33. maddesinde “iş bu sözleşme hükümlerinden herhangi birisi bir mevzuat hükmü nedeniyle geçersiz yada uygulanamaz hale gelirse, söz konusu hüküm sözleşmenin esasını bozan nitelik taşımadıkça, sözleşmenin bütünü ile geçerliliğini koruduğu ve ilgili hükmün sözleşmeden çıkarılmış olunacağının kabul edildiği” hükme bağladığını, asgari ücret komisyonunca belirlenen 2016 yılı asgari ücret artış oranının %29,32 gibi beklenenin oldukça üzerinde olması sebebiyle davalının mali durumunun büyük zarara uğramaması için sözleşmenin 33. maddesine istinaden söz konusu asgari ücret artış oranının uygulanmasının mümkün olmadığını, dernek yönetim kurulu kararının sadece davacı açısından değil tüm personel açısından geçerli olduğunu, bu durum göz önüne alındığında eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkeleri çerçevesinde davacının şahsına herhangi farklı bir uygulama yapılmadığını, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin geçerli olarak feshedildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yazılı sözleşme hükümlerine rağmen işverence tek taraflı işçi aleyhine olmak üzere 12.04.2012 tarihli sözleşmenin 8. maddesini düzenler ek sözleşme düzenlemesi ve davacının da bu sözleşmeyi kabul etmemesi sebebiyle işten çıkarılmasının davalı işverene geçerli ve haklı bir fesih sebebi vermediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı konusu olup kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
Dosya içeriğine göre, davacının meslek yetkilisi olarak davalı dernekte çalıştığı, iş sözleşmesinin yönetim kurulu tarafından alınan kararla 2016 yılı ücret artışının %5+5 olarak uygulanmasına karar verildiği, davacının ek sözleşmeyi kabul etmediği, buna göre eşitlik ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedildiği belirtilmiştir.
Davalı dernek yönetim kurulu tarafından alınan karara göre davacıya ve diğer tüm işçilere iş sözleşmesinin 8. maddesinin ücret artışına ilişkin kısmında değişiklik yapıldığı belirtilen ek iş sözleşmesinin teklif edildiği, bu değişikliğe bağlı olarakta 2016 yılı ücret artışının %5+5 olarak belirlendiği ancak davacı tarafından bu değişiklik kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Davacının iş sözleşmesinin 8. maddesi “personelin ücretinde yapılacak artış oranı asgari ücret artış oranından az olmamak kaydıyla işverence belirlenecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2016 yılında Asgari Ücret Komisyonunca belirlenen asgari ücret tutarı dikkate alındığında bir önceki yıl asgari ücrete göre %29,32 artış yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı dernekçe çalışan işçilere ayrı bir zam oranı teklif edildiği ve işyerinde çalışan işçilerin büyük çoğunluğunca bu teklifin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davalı dernek tarafından yeni oluşan ve iş sözleşmesinin yapıldığı sırada öngörülemeyen bu durum karşısında alınan yönetim kurulu kararı ile teklif edilen ek sözleşme ve artış oranı teklifini kabul eden işçilerle davacı arasında ücret dengesizliği oluşacağı vu bu durumun iş barışını bozacağı, bu sebeplerle davacının ek sözleşmeyi kabul etmemesi üzerine yapılan feshin geçerli sebebe dayandığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 10.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.