Faize faiz yürütülmesi yasaktır.
13. Hukuk Dairesi
2003/3003 E., 2003/7826 K.
ALACAK
FAİZE, FAİZ YÜRÜTME YASAĞI
2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 40 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 104 ]
“İçtihat Metni”
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilam da yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.
Davacı, mahkeme ilamına dayalı olarak davalının aleyhine giriştiği icra takibi sonunda 22.1.1998 tarihinde 402.568.000.-TL.yi takip dosyasına yatırdığını, tehiri icra kararı almadıklarını bu paranın davalı tarafından icra dosyasından 3.2.1998 tarihinde alındığını; davanın yargıtay bozma ilamı ile davacı lehine sonuçlanarak, kararın kesinleştiğini, davacının faize ilişkin haklarını saklı tutarak icradan eski halin iadesini istediğini, davalının 6.5.2002 tarihinde icra dosyasına 402.568.000.-TL ödediğini, davalının, zararlarına neden olduğunu ileri sürerek asıl alacağın icraya yatırıldığı 22.1.1998 tarihinden iade edildiği 6.5.2002 tarihine kadar işleyen faizinden dolayı 956.927.145.-TL alacağın dava tarihinden yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı, icra dosyasına yatırılan paranın mahkeme ilamına dayanılarak alındığını, bu nedenle hukuka aykırı eylemleri bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.5.2000 gün esas 2000/75, karar 2000/292 sayılı kararının kesinleşme tarihi 29.10.2000 tarihi ile, davalı tarafın paranın icra dosyasına iade edildiği 6.5.2002 tarihi arasında davacının talep edebileceği faizin 371.033.506.-TL olduğu; bu miktarın dava tarihi olan 11.6.2002 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 3. bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı, davacı aleyhine aldığı ilamı icraya koyarak 402.568.000.-TL’yi tahsil etmiş, hükmün bilahare temyizen bozulması üzerine, davacının talebiyle icra dosyasına İİK. 40/1-11 maddesinde öngörülen icranın eski hale iadesi prosedürü içinde haksız tahsil ettiği parayı iade etmiştir.
Davacının, takip alacaklısı olan davalıya ödediği paradan bir süre yoksun kalmasından doğan zararını davalıdan isteyebilir. Bu zararı davacının parayı icra dairesine yatırdığı 26.1.1998 den, davalının İİK. 40/1-11 maddesi prosedürüne uygun olarak iade ettiği tarih olan 6.5.2002’ye kadar faizidir. Bu tarihler arasındaki yasal faize hükmedilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile ilamın kesinleşme tarihinden iade tarihine kadar hesaplanan faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar bu nedenle davacı yararına bozulmalıdır.
3- Borçlar Kanununun 104/son maddesi hükmü gereği faize faiz yürütülmesi yasaklanmıştır. Davacı icra dosyasına yatırdığı ve iade edilen ana paranın faizini istemiştir. Mahkemece faiz hesaplanıp, bu miktara dava tarihinden faiz yürütülmesi anılan yasa hükmüne aykırı olup, hüküm bu nedenle da:
vah yararına bozulmalıdır.
Sonuç : Yukarıda 2. nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına, 3. nolu bentte açıklanan nedenle davalı yararına (BOZULMASINA), davalının diğer temyiz itirazlarının 1 nolu bentteki nedenlerle reddine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.