Yargıtay Kararı

Geçerli nedenle fesihte 4857 sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesindeki hak düşürücü süreler uygulanmaz.

Geçerli nedenle fesihte 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesindeki hak düşürücü süreler uygulanmaz.

9. Hukuk Dairesi         2018/261 E.  ,  2018/17869 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 3. İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın red karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunun kabulü ile davacının davalı … Tem. ve İlaç. Hizm. Org. Tur. İnş. Bil. ve Danış. Tic. Ltd. Şti.’deki işe iadesine karar vermiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 09.03.2003 tarihinde … Devlet Hastanesinde alt işverene bağlı olarak temizlik görevlisi sıfatı ile işe başladığını, 06.01.2016 tarihinde bir cep telefonunda iki yıl önce çekilmiş bir görüntü nedeniyle davacının ifadesinin alındığını, savunmasında şaka mahiyetinde çekildiğini belirttiği, 01.03.2016 tarihinde … Devlet Hastanesinin 24.02.2016 tarihli yazısı gerekçe gösterilerek iş aktinin haksız olarak fesh edildiğini, davacının işverenin güvenini kötüye kullanma gibi bir niyetinin asla söz konusu olmadığını, iş aktinin tek taraflı feshinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespitini, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının 8 aylık ücreti tutarında belirlenmesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalı kurum ile davacı arasında herhangi bir iş akti ya da akit kabul edilebilecek herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, idare temizlik hizmeti işleri gibi bir kısım işlerin yerine getirilmesini kanunlar uyarınca ihale yoluyla ihaleyi kazanan gerçek/tüzel kişiler yoluyla sağlandığını, davalı idarenin davacıyla fiili ve hukuki hiç bir irtibatı bulunmadığını, davacının davalı idare yönünden işe iadesi mümkün olmayıp davalı idareye husumet tevcih etme imkanı bulunmadığını, davacının işvereni olan şirketin yoğun bakım ünitesinde gerçekleşen olay ve yapılan soruşturma neticesinde davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğini, dosyaya sunulan video görüntülerinin izlenmesi ve soruşturma dosyasında yer alan beyanlar incelendiğinde bu hususun açıkça görüleceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı şirketinde olduğu ortaklık nezdinde çalıştığını, usulüne uygun bir dava açılmadığını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, davacının iş akdinin diğer davalı kurumun yaptığı inceleme sonucunda gönderdiği 24.02.2016 tarihli yazıya istinaden İK 25/2 gereği feshedildiğini, anılan yazıda yapılan inceleme ve izlenen görüntülerden davacı ve diğer bir çalışanın yoğun bakım ünitesinde alkollü madde alınan sigara içilen eğlence mekanında eğleniyor izlenimi verdikleri, hal ve hareketlerinin aşırı olduğu gerekçesiyle İK 25/2 gereği derhal feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davacının iş yerinde işverenin güvenini kötüye kullandığı, ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu anlaşıldığı, davacının iş akdinin işveren tarafından feshinin haklı fesih olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; yerinde olmayan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, feshe gerekçe yapılan fiilin 2013 yılı Aralık ayında vuku bulduğu, fesih işleminin ise 01.03.2016 tarihinde gerçekleştiği görülmekle, 4857 sayılı Yasanın 26. maddesindeki düzenleme itibariyle, fesih hakkının süresinde kullanılmadığı, bu haliyle kanıtlama yükü olan davalıların iş akdini geçerli nedenle feshettiklerini kanıtlayamadıklarından davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle esas hakkında davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalılar tarafından ayrı ayrı süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H)Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir.
İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması olasılığından kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı Yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İspat yükü kendisinde olan işveren, geçerli ve haklı nedende davacının davranışının veya yetersizliğinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve iş ilişkisinin çekilmez hal aldığını da ispat etmelidir.
Dosya içeriğine göre davacının işini ifa ettiği hastanenin yoğun bakım ünitesinde; yoğun bakım ünitesinde değilde alkol alınan, sigara içilen eğlence mekanında eğlenen izlenimi vermesi nedeni ile iş sözleşmesinin feshedildiği, davacı ile birlikte bu görüntülerde bulunan kişiler hakkında da tahkikat yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından, gerek davacının savunmasından gerekse de dinlenen tanıkların beyanlarından işyerinde temizlik görevlisi olarak çalışan davacının arkadaşları ile birlikte yoğun bakım ünitesinde odaların kapılarının açıldığı bölümde eğlendiği sabittir. Bu görüntüler işyerinde olumsuzluklara yol açmıştır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince fesih hakkının süresinde kullanılmadığı belirtilmişse de geçerli nedenle fesihte 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesindeki hak düşürücü süreler uygulanamayacağından, olayın üzerinden iki yıldan fazla süre geçmiş olsada işverene videonun bildirilmesinden sonra makul süre içerisinde fesih hakkının kullanıldığı ve feshin süresinde yapıldığı anlaşılmakla işyerinde olumsuzluklara neden olan bu eylem karşısında yapılan feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalıların yaptığı 206 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6. Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
7. Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalı şirkete iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.10.2018 tarihinde kesin olarak, oybirliği ile karar verildi.

);