Yargıtay Kararı

Hayvan pasaportları, ilgilinin beyanına dayalı olarak düzenlendiklerinden, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler.

Hayvan pasaportları, ilgilinin beyanına dayalı olarak düzenlendiklerinden, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler.

8. Hukuk Dairesi         2017/13121 E.  ,  2020/87 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin uygun bir ortamı bulunmadığından borçlunun oğluna ait ahırda hayvanlarının bulunduğunu, borçlunun farklı bir adreste ikamet ettiğini, hacze konu hayvanların müvekkili adına kayıtlı olduğunu, istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının işletmeye uygun ortamı bulunmadığından hacze konu hayvanların ücreti mukabilinde borçluyla aynı yerde ikamet etmediği anlaşılan borçlunun oğlunun elinde bulunduğu ve üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu haciz borçlunun oğlu …’in huzurunda yapılmış olup, taraflarla ilgili Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/10904 Esas, 2013/18245 Karar sayılı kararında, 21.6.2010 tarihinde hayvanların borçlu ile oğlunun birlikte faaliyette bulundukları mandırada haczedildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş olup, bozmaya uygun olarak verilen karar 16.5.2017 tarihinde kesinlemiştir. 21.6.2010 tarihinde haczedilen bir kısım hayvanın ise eldeki davaya konu haciz mahallinde hazır bulunduğu haciz tutanağında belirtilmiştir. Yine, 21.6.2010 tarihli hacizde borçlunun gelini, eşi Mehmet’in yaptığı peynirleri borçlunun sattığını beyan etmiştir. İİK’nin 97/a maddesi gereğince borçlu ve üçüncü kişinin malı birlikte elde bulundurmaları halinde mal borçlu elinde sayılır. Bu mülkiyet karinesinin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişi, haczedilen hayvanların kendisine ait olduğunu, hayvan pasaportlarının bulunduğunu iddia etmekte olup, delil olarak ise hayvan pasaportları ile çiftçi destekleme alım kaydına dayanmıştır. Ne var ki, hayvan pasaportları, ilgilinin beyanına dayalı olarak düzenlendiklerinden, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler. Öte yandan, diğer delillerle desteklenemeyen tanık beyanları da ispata yeterli görülmemiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular ile mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı üçüncü kişinin İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya iadesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

);