Hüküm sadece davanın asıl tarafları hakkında kurulur. Fer’i müdahil yararına hüküm kurulamaz.
8. Hukuk Dairesi 2013/19080 E. , 2014/10547 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/161-2013/340
M.. İ.. ile S.. N.. ve fer’i müdahil S.. N.. aralarındaki elatmanın önlenmesi,.ecrimisil davasının kabulüne dair İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 07.05.2013 gün ve 161/340 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; vekil edeninin 1094 parselde bulunan 15/9 özel parseldeki 8060 m2 ve yine aynı parselde bulunan 15/10 özel parseldeki 8055 m2 lik yerlerin zilyedi ve maliki olduğunu, ancak davalının söz konusu yerde hayvanlarını otlatmak sureti ile tecavüzde bulunduğunu açıklayarak davalının müdahalesinin men-ine ve 6500 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine karşın yargılama oturumlarına katılmamış, cevap da vermemiştir.
Mahkemece; “müdahil M.. Ö..’ın tapuda malik olarak hakkı saklı kalmak üzere TMK 981 ve devamı maddeleri gereğince davalı S.. N..’ın davaya konu 1094 parselde 7.1.2013 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde 15/9 ve 15/10 özel parsele vaki müdahalenin men-i sureti ile davacının zilyetliğinin korunmasına” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK.nun 981 ilâ 987.maddeleri gereğince çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, zilyetliğin korunması yönünden hüküm kurulmuş, ne var ki ecrimisil isteği yönünden olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiştir. Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK.m.26/1). Hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. (HMK. m.297/2) Durum böyleyken, mahkemece davacının ecrimisil talebi ile ilgili bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı; fer’i müdahil M.. Ö.. vekili 12.10.2011 havale tarihli dilekçesi ile;vekil edeninin davaya konu 1094 parselin kayıt maliklerinden biri olduğunu,yargılama sonucu dava konusu yerle ilgili herhangi bir hak kaybının oluşmaması için davalının yanında vekil edeninin müdahilliğine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 1.3.2012 tarihli yargılama oturumunda Mustafa Özkan’ın müdahil olarak kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca; müdahil dilekçesi sunan taraf, harcını ödemek suretiyle davaya asli müdahil olarak katılmamış, karar başlığında da feri müdahil olarak gösterilmiştir. Ne var ki; mahkemece ”M.. Ö..’ın tapuda malik olarak hakkı saklı kalmak üzere …. ” ibaresi ile müdahilin mülkiyet hakkının korunmasıyla ilgili olarak hüküm kurulmuştur. Oysa ki; HMK’nun 69/1. fıkrasına göre, hüküm sadece davanın asıl tarafları hakkında kurulur. Fer’i müdahil yararına hüküm kurulamaz. Bunun dışında; Olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise HMK’nun 25, 26, 31 ve 33. maddeleri (1086 sayılı HUMK’nun 74, 75 ve 76. maddeler) gereğince, Hakime aittir. Ancak HMK’nun 26. (HUMK. m. 74) maddesine göre Hakim tarafların talep sonucu ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Hal böyle olunca; davaya katılan M.. Ö.., müdahil harcı yatırmadığı gibi usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılmış bir davası bulunmadığından Mahkemece, HMK’nın 26.maddesinde (HUMK’nun 74.m.) yazılı taleple bağlılık kuralı gereği usule uygun davası bulunmayan M.. Ö.. ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm de kurulamayacağına göre müdahili mülkiyet hakkına yönelik (müdahilin mülkiyet hakkının saklı tutulması) karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin; temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerindedir. Kabulü ile Usul ve Kanuna aykırı olan hükmün ecrimisil talebi ve müdahilin mülkiyet hakkında yönelik kısım yönünden 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 111,00 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 23.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.