Yargıtay Kararı

İlamın esasına ilişkin hüküm kısmı kesinleşmeden yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmı da icra takibine konu edilemez.

İlamın esasına ilişkin hüküm kısmı kesinleşmeden yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmı da icra takibine konu edilemez.

8. Hukuk Dairesi         2014/12067 E.  ,  2014/11991 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2013/593-2014/6

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili, taraflar arasında devam eden İskenderun 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2639 esas sayılı dosyasından ilama dayanılarak, borçluya, çocukla şahsi münasebet tesisine ilişkin icra emri gönderildiğini, ancak ilamın henüz kesinleşmediğini açıklayarak, İcra Mahkemesi’nden takibin iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, takibin tedbir kararına istinaden başladığı, yargılama sonucu verilen ilamın kesinleşmediği, bu aşamada şikayeti inceleme görevinin tedbir kararını veren mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İskenderun 2. Aile Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, İİK’nun 41. maddesi yollamasıyla İİK’nun 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4-)
Mahkümiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. maddesi),
Kira tespit ilamları(12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),
Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK 72. madde)
Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2),
Sayıştay Kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. madde),
İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1,)
Yine, HGK’nun 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararında da belirtildiği gibi ilamın yargılama giderine (vekalet ücretine) ilişkin bölümü, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümüyle bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kısmı kesinleşmeden yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmı da icra takibine konu edilemez.
Somut olayda; İskenderun 2. Aile Mahkemesi’nin 2011/194 Esas sayılı dosyasında yargılama devam ederken Mahkemesi’nce 13.05.2011 tarihinde çocukların geçici velayetinin borçlu-babaya verilerek, çocuklarla alacaklı-anne arasında şahsi ilişki tesisi konusunda tedbir kararına hükmedildiği, anılan kararın İskenderun 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2639 esas sayılı dosyası ile infazına başlandığı, Mahkeme’nin 30.04.2013 tarihinde 2013/299 Karar sayısı ile asıl kararını vermesi üzerine, alacaklının ilamı İskenderun 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2639 esas sayılı dosyasına ibraz ederek, borçluya icra emri gönderilmesini sağladığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla yürürlükte bulunan HUMK’nun 443/4. maddesine (6100 s. HMK. m. 367/2) göre aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe infaz edilemez. Dayanak ilamın icra emrine konu kısmı çocukla kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik olup, buna ilişkin kanuni düzenleme Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabı olan Aile Hukuku kısmında yer almaktadır. Diğer bir anlatımla çocukla anne arasındaki şahsi ilişkinin tesisine yönelik ilamlar aile hukukundan kaynaklandığından kesinleşmeden icraya konulamaz.
Borçlu, tedbir kararının infazı kapsamında değil, ilama bağlı olarak gönderilen icra emri nedeni ile takibin iptalini istediğinden şikayeti inceleme görevi İcra Mahkemesine aittir. Her ne kadar kesinleşmeyen ilama dayalı olarak takip başlatılamaz ise de tedbir kararı ile başlayan takip dosyasından icra emri gönderildiğinden mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle dava dilekçesinin reddine, Mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);