İlk haksız eylemin kimden kaynaklandığı tespit edilmediği takdirde şüpheden sanık yararlanır.
4. Ceza Dairesi 2015/27206 E. , 2020/740 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık … hakkında hakaret ve yaralama suçlarına ilişkin kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık … hakkında silahla tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından kurulan hükümler ile sanık … hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede
Mahkemenin teşdit gerekçesi yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş ve sanık …’ın tekerrüre esas alınan ilamında TCK’nın 58. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla, sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespiti ile cezasının 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılamamıştır ve başkaca nedenlerde yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca, “aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu” şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan Kars(Kapatılan) Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanık …’ın kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı davranılması,
2-Sanıklar ile katılanlar arasında husumet bulunması, sanık …’ın olay günü katılanların kendisine küfür edip saldırdıklarını savunması, sanık …’in de kendilerine ait evin katılanlar tarafından gasp edildiğini savunması karşısında;haksız tahrik hükümlerinin uygulanması açısından ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılması, tespit edilemediği takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmeyerek yerinde olmayan gerekçe ile sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması,
3-Sanık …’ın tekerrüre esas alınan Doğubayazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/13 Esas ve 2007/136 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nun 79/1-a maddesi uyarınca göçmen kaçakçılığı suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 80 TL adli para cezasına mahkum edilmiş olmasına rağmen, adli para cezasının 15.000,00 TL olarak belirtilmesi,
4-Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.