İtirazın kaldırılması veya itirazın iptali için öngörülen hak düşürücü süreler, itirazın vekile veya asile tebligat yapılmamış ise bu davaların açılması ile başlamaktadır.
3. Hukuk Dairesi 2019/4064 E. , 2020/285 K.
“İçtihat Metni”
Davacılar …, …, … ile davalı …aralarındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasına dair Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08/03/2016 tarihli ve 2015/1020 E. – 2016/218 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 18/04/2019 tarihli ve 2017/6653 E. – 2019/3595 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar 14.12.2015 tarihinde açtıkları işbu davada; davalı şirket ile aralarında kira sözleşmesinin bulunduğunu, 2013 yılının Eylül ayından 2014 Mayıs ayına kadarki kira bedeli olan 19.125 Euro’nun ödenmediğini, 54.506,25 TL’nin tahsili için davalı şirket aleyhine başlattıkları icra takibine itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine dava açtıklarını, mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, kararın Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali davasının 1 yıllık yasal süre içerisinde açılmadığı belirtilerek davanın reddine dair verilen hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 18.04.2019 günlü ve 2017/6653 Esas – 2019/3595 Karar sayılı ilamı ile İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1 ve 62/2 maddeleri gereğince ve Hukuk Genel Kurulu’nun 01.03.2017 günlü , 2015/22-1048 Esas, 2017/380 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere , itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayıp bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmediği belirtilerek somut olayda itiraz alacaklılara tebliğ edilmediğine göre, mahkemece 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş; Karara karşı, davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Takip konusu alacak İİK’nın 68, 68-a maddelerindeki belgelerden birine dayanmaktaysa, alacaklı dilerse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması, dilerse mahkemede itirazın iptali davası açma (m.67) yoluna gidebilir.
Ancak belirtmek gerekir ki, alacaklı seçim hakkını mahkemede dava açmak suretiyle kullanmışsa, bu defa dava derdest iken bunu olduğu gibi bırakarak icra mahkemesinden itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz. Hatta evvelce icra mahkemesine başvuran alacaklı, sonra mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açmışsa, bu davanın derdest olduğu sırada, tekrar icra mahkemesine dönerek ilk müracaatını yineleyemez. Bununla beraber önce itirazın kaldırılmasını talep eden alacaklı, bu yolu bırakarak itirazın mahkemede iptalini isteyebilecektir (Değnekli, A.: İtirazın İptali Davası, Ankara 2013, s.79).
Hem itirazın iptali davası, hem de itirazın kaldırılmasında kanun koyucu hak düşürücü süreler öngörmüş olup, bu süre itirazın kaldırılması için altı ay (m.68, 68-a), itirazın iptali davası için bir yıldır (m. 67). Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır.
Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı).
Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır. Alacaklı, bu şekilde itirazın kaldırılması yönünde icra hukuk mahkemesine başvurduğunda, başka bir anlatımla, ödeme emrine itirazın tüm hukuki anlam ve sonuçlarına vakıf olduğunu ve hükümden düşürülmesi gerektiğini mahkemeye verdiği dava dilekçesiyle bildirdiğinde, tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmiş olacağından, itirazın kaldırılması dilekçesinin verilmesi ödeme emrine itirazın tebliği hükmünde sayılmalı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmelidir.
Olayımıza gelince; Takip dosyasında itirazın alacaklılara tebliğine dair evraka rastlanmamış ise de alacaklıların aynı takiple ilgili itirazın kaldırılması talebiyle 23.07.2014 tarihinde Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, itirazın en geç bu tarihte davacı tarafça öğrenildiği kabul edilerek davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilmek suretiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, davalının icra takibine itirazı davacılara tebliğ edilmemiş ise de davacıların itirazın kaldırılması davası açtıkları 23.07.2014 tarihi itibariyle itirazı öğrendikleri, bu itibarla da bir yıllık dava açma süresi geçtikten sonra 14.12.2015 tarihinde iş bu davayı açtıkları gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği ancak Dairemizce 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın zuhulen bozulduğu, yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.04.2019 günlü ve 2017/6653 E. -2019/3595 sayılı bozma ilamının kaldırılarak Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 08.03.2016 günlü ve 2015/1020 Esas -2016/218 Karar sayılı hükmün ONANMASINA, 38,10 TL fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 16/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.