İtirazın kaldırılmasından farklı olan itirazın iptali davasında verilecek cevapta, ödeme emrine itiraz ederken bildirilmiş olan itiraz sebepleri ile bağlı kalınmaz.
17. Hukuk Dairesi 2012/12219 E. , 2013/504 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait elektrik direğine davalının işleteni olduğu aracın çarpması sonucu hasarlanması nedeni ile ….169,53.-TL tutarında yapılan takibe itizarın iptalini ve % 40 … inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun davetiye tebliğine karşın duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; haksız fiilin ….09.2006 tarihinde gerçekleştiği, ….09.2006 tarihinde zararın tespiti için keşif özetinin çıkarıldığı, davalı vekilinin takip dosyasında zamanaşımı definde bulunduğu ve davanın zamanaşmına uğradığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalının işleteni olduğu aracın davacıya ait elektrik direğine çarpması sonucu neden olduğu zararın tazminine yönelik … takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, … ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklının yapmış olduğu takibe itirazının hükümden düşürülmesine yönelik, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
.
Borçlunun takibe yaptığı itiraz üzerine alacaklının alacağı İİK’nin 68-68/a. maddesindeki belgelerden birine bağlı değilse alacaklı ancak itirazın iptali davası açabilir. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Bu bakımdan borçlu, takip hukukuna özgü bir dava olan itirazın kaldırılmasından farklı olarak itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu, cevap layihasında, bütün savunma sebeplerini bildirebilir.
Somut olayda, davalı itirazın iptali davasına karşı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamış, buna karşın aleyhine yapılan takibe itirazında borcun zamanaşmına uğramış olduğunu ileri sürmüş, mahkemece … takibinde davalı vekilinin zamanaşımı definde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi zamanaşımının tamamlandığı savunması bir def’i niteliğindedir. Bu bakımdan zamanaşımı, alacaklının borçluya karşı dava açma veya … takibinde bulunma hakkını ortadan kaldırmamakla birlikte, açılan davada veya başlatılan takipte borçlunun zamanaşımı def’ini ileri sürmesiyle, alacaklının ifa talebinin reddine neden olmaktadır. Bu nedenle zamanaşımı alacak hakkının ifa edilebilirliğine etki etmekte, alacağın ifasının borçlunun iradesine bırakılmasına neden olmaktadır. Zamanaşımının bu niteliği gereği hakim, hak düşürücü süreden farklı olarak, alacak hakkının zamanaşımına uğradığını dava dosyasından anlasa bile, borçlu tarafından alacağın zamanaşımına uğradığı, defi olarak ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alamaz.
İtirazın iptali davasının niteliği gözününe alındığında, borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevap layihasında, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına bakmaksızın, bütün itiraz sebeplerini (mesela zamanaşımını) bildirmelidir. Aksi halde, HUMK’nin 202. maddesi gereğince savunmanın genişletildiği itirazı ile karşılaşabilir (KURU Baki, … ve İflas Hukuku, C.I, …. B, … 1988, s. 294). Bu anlamda itirazın iptali davasının takipten bağımsız ayrı bir eda davası olduğu dikkate alındığında, borçlu davalı, zamanaşımı defini cevap layihasında cevap süresi içerisinde ileri sürmelidir. Aksi halde HUMK’nin 202. maddesi (HMK md. 141) gereğince savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşabilecektir.
Somut olaya dönüldüğünde ise davalı borçlu davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamış olup ancak HUMK’nin 201. maddesi (HMK md. 128) gereğince davacının tüm iddialarını inkar etmiş kabul edilebilir. Hal böyleyken mahkemece defi niteliğindeki zamanaşımının ayrıca ve açıkça davalı tarafından savunma olarak getirilmemiş olmasına karşın kendiliğinden dikkate alınarak yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş olması yerinde görülmeyerek bozma nedeni kabul edilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ……..2013 gününde Üye … ile …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
Somut uyuşmazlıkta;
Davacıya ait aydınlatma direğine ….09.2006 tarihinde aracı ile zarar verdiği iddiasıyla davalı aleyhinde asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam ….169,53 TL.’nin genel haciz yolu ile tahsili talebi ile davacı (alacaklı) tarafça ……..2009 takip tarihinde … takibinde bulunulmuş,
Davalı (borçlu) tarafından ödeme emrinin ……..2009 tarihinde tebliği üzerine yasal sürede ….08.2009 günlü itiraz dilekçesi ile takibin zamanaşımına uğradığı, borcun bulunmadığı vs. gerekçesiyle borca itiraz edilmiş,
… Müdürlüğünce ……..2009 tarihinde İİK.66 maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmiş,
Davacı alacaklı vekilince yasal sürede İİK.67 maddesine Dayanılarak itirazın iptali davası açılmış,
Yargılama sonucunda mahkemece “takip tarihi itibariyle alacağın zamanaşıma uğradığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,
Davacı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda “..zamanaşımı definin borçlu tarafından cevap dilekçesinde ileri sürülmediği..” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz.
İİK.62/… maddesinde “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren … gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak … dairesine bildirmeye mecbur” olduğu,
İİK.66/… maddesinde “müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı”,
İİK.67/… maddesinde “takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği”,
TMK…..maddesinde de “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu” öngörülmüştür.
Uyuşmazlıkta, davalının 34 BT 4620 plakalı aracı ile ……..2006 tarihinde davacıya ait aydınlatma direğine zarar verdiği iddiasıyla ……..2009 tarihinde genel haciz yolu ile … takibi yapılmış,
Borçlunun süresinde itirazı üzerine … takibi durmuştur.
2918 Sayılı … 109/… maddesi gereğince, davacı zararının motorlu araç işletilmesinden kaynaklanmış bulunmasına göre tazminat talebi iki yıllık zamanaşımına tabidir.
Bu halde takip tarihi itibariyle davacı alacağı zamanaşımına uğramıştır.
Sorun; … takibinde ileri sürülen ve takibi durduran zamanaşımı def’inin daha sonra alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasında da borçlu tarafından ileri sürülme zorunluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dava dilekçesi içeriğinden eldeki davanın bir tahsil (alacak) davası olmayıp İİK.67 maddesinde öngörülen itirazın iptali davası olduğu kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktır.
Borçlu ödeme emri tebliğ üzerine yasal sürede borca zamanaşımı def’inde bulunmuş, borcun bulunmadığı yönünden itiraz etmiş (İİK.62), takip bu nedenle durmuştur. (İİK.66)
Bu aşamadan sonra davacı alacaklının TMK…. maddesi gereğince alacağın zamanaşına uğramadığını ispat suretiyle itirazın iptali davasını açması (İİK.67) gerekmektedir ki davacı yasal sürede eldeki itirazın iptali davasını açmıştır.
Ancak itirazın iptali davasında ispat külfeti kendisine düşen alacaklı, borca itirazda ileri sürülen alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazın aksini ispat edememiştir.
Bu halde eldeki itirazın iptali davası yönünden takip tarihi itibariyle alacak zamanaşımına uğramıştır.
Bu yöndeki yerel mahkeme kararı onanmalıdır.
Aksi yöndeki, çoğunluk görüşünün kabulü, yasanın verdiği bir hakkı (… takibine itiraz) kullanan, ve itirazında haklı bulunan borçlunun açılan itirazın iptali davasında … takibine haklı itirazını yok saymak, hukuki hiçbir değer izafe etmemek gibi bir sonucu doğuracaktır ki, bu kabul İİK.62, 66, 67 vd. maddelerine tamamen aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.