Kat maliklerinin her biri, konut çalışanı işçilerin işvereni olarak nitelendirilmektedir.
9. Hukuk Dairesi 2016/13731 E. , 2020/2358 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı işyerinde 15/09/2006 tarihinde kaloriferci, konut kapıcısı ve bahçıvan olarak çalışmaya başladığını, 17/03/2012 tarihinde iş akdine haksız olarak son verildiğini, son ücretinin net 1.200,00 TL olduğunu, mesaisinin 05,00-23,00 arası olduğunu, ayrıca hafta sonu tatilleri ile bayram tatillerinde de sürekli çalıştığını, ancak bu çalışmaların karşılığının kendisine ödenmediğini, ayrıca kalorifercilere verilen 1 kg yoğurdun da davacıya verilmediğini, parasının da ödenmediğini, işyerinde günde 3 öğün yemek uygulamasının bulunduğunu, son olarak davacının yıllık izinlerini de kullanmadığını, son 3 aylık ücret alacağının ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL kıdem tazminatının,6.000,00 TL fazla mesai ücretinin, 1.000,00 TL hafta sonu tatili çalışma alacağının, 500,00 TL dini bayram çalışma alacağının, 500,00 TL milli bayram çalışma alacağının, 4.000,00 TL kullanmadığı yıllık izinler karşılığı 1.000,00 TL ücret alacağı ve 500,00 TL ‘ de yoğurt parası olmak üzere toplam 14.500,00 TL işçilik alacağına iş akdinin feshinden itibaren uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının talep etmiş olduğu alacakların 2006 yılına ait olan kısmının zamanaşımına uğradığını, davacının, davacının davalı işyerinde üst üste iki gün mazeretsiz olarak işe gelmemesi sebebi ile haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; davacının çalışmasının mevsimlik değil, aralıklı çalışma olduğu anlaşıldığından davalı vekili’nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı işveren feshe konu ettiği eylemleri aynı zamanda şikayete konu etmiş olup davacı işçi hakkında ceza davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/168 Esas 2013/156 Karar sayılı dosyasında davacı işçinin çalıştığı sitedeki kat maliklerinden …’ e yönelik eylemlerinden dolayı hakkında ceza verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı işçinin çalıştığı sitedeki kat maliklerinden …’ e yönelik eylemi nedeniyle ceza yargılaması neticesinde, davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de davacının kabul ettiği eyleminin (kat maliklerinin aynı zamanda davacının işvereni konumunda kabul edilmesi gerektiğinden) işverene karşı sataşma olarak kabulü ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 d maddesi uyarınca haklı fesih sayılarak kıdem tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçesiz olarak kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3-Dava kısmi dava olarak açılmıştır. Davalı taraf ıslah talebine karşı süresinde zamanaşımı defi ileri sürmüştür. Buna göre davalının zamanaşımı defi dikkate alınmadan ve bu konuda gerekçe oluşturulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Davanın site yönetim kurulu aleyhine açılması doğru ise de kabul edilen miktarlardan 634 sayılı kanununun 20/ a maddesi uyarınca kat maliklerinin eşit olarak sorumlu tutulmamaları hatalıdır.
5-Hüküm altına alınan alacakların bir kısmının ( yıllık izin ve ücret alacağı ) net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi ve özellikle kararın kabul edilen taleplere ilişkin olarak genelde gerekçesiz olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.