Kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur.
8. Hukuk Dairesi 2017/310 E. , 2017/1168 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı, 13.04.2015 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 15.10.2014 başlangıç tarihli sözleşmesine dayanarak aylık 4.000,00 TL’den 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli 8.000,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili, kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğunu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığını, ayrıca kira sözleşmesinde başlangıç tarihinin 15.10.2014 olarak belirlenmesine rağmen müvekkili şirketin kiralanana ancak 23.02.2015 tarihinde taşınabildiğini, yapı kullanma izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığını, kiralanan taşınmaza 23.02.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığından, 2015/Şubat ayına ilişkin kira bedeli borcunun doğmadığını, 2015/Mart ayına ilişkin kira bedeli için 19.03.2015 tarihinde davacılar adına ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere toplamda 4.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin 23.02.2015 tarihinden sonra iyiniyet çerçevesinde kira bedellerini ödemeye devam ettiğini, müvekkili şirketin ödenmemiş kira borcu bulunmadığını ileri sürerek asıl alacağa, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazı 23.02.2015 tarihinde kullanmaya başladığı, taşınmazın yapı kullanım izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığı, sözleşme teknik şartnamesine göre kira borcunun yapı kullanım belgesinin davacı tarafça alınmasından sonra başlayacağı, bu nedenle, sözleşme uyarınca kira bedeli doğup doğmadığı, daha evvel davalı tarafından 15.12.2014 tarihinde “Aralık 2014 kira bedeli” adı altında ödenen paranın kira borcundan mahsubunun gerekip gerekmediği yönündeki ihtilafların yargılamayı gerektirdiği, ortada tartışmasız ödenmemiş net bir kira bedeli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında 15.10.2014 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davaya konu mecur ile ilgili kira sözleşmesinin davacı kiraya verenler … ve … ile dava dışı kiraya veren…. İnşaat Petrol Otelcilik…Ltd. Şti. ile davalı kiracı …. Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlu itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklılar ile aralarında kira ilişkisi bulunduğunu ve aylık kira bedelinin davacı kiralayanlar için 8.000,00 TL olduğunu kabul etmiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı akde değil, borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiştir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı davacının, itiraz üzerine davalı ile aralarındaki kira ilişkisine istinaden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerekir. Kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacılar iş bu dava ile itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuşlardır. Dava dışı kiraya veren şirket tarafından da aynı taşınmaza ilişkin olarak …. 1.İcra Dairesi’nin 2015/3755 Esas sayılı dosyasında tahliye istemli olarak takip başlatılmış, takibe itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve tahliye istemi ile …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/325 Esas sayılı dosyasında dava açılmıştır. Davacılar vekili aynı taşınmaza ilişkin açılan bu davaların birleştirilmesini talep etmiş ise de Mahkemece birleştirme talebi kabul edilmemiştir. Bu durumda dayanağı aynı olan, aralarında irtibat bulunan ve aynı taşınmaza ilişkin “tahliye” istemli olarak açılan davaların birleştirilerek birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılaır vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.na 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.