Maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmeleri, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturmaz.
20. Ceza Dairesi 2017/5297 E. , 2019/4097 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : SÖKE 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma veya sağlama
Hükümler : Mahkumiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin Sanık … yönünden; 06.12.2012, 12.12.2012, 22.12.2012, sanık … yönünden; 19.12.2012, 27.01.2013, sanık … yönünden; 18.01.2013, 27.01.2013, sanık … yönünden ; 17.06.2013 yerine tüm sanıklar yönünden “27/01/2013 – 25/06/2013 – 22/12/2012 – 27/01/2013” olarak hatalı yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
A-Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Dosya kapsamına göre TCK’nin 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin; mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık …, sanık … müdafii ve sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Dosya kapsamı ve oluşa göre; üzerinde uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine diğer sanıklar Resul Umut ve Oğuz’a uyuşturucu madde temin ettiğine, tanık …’ın üzerinde ele geçen uyuşturucu maddeyi soruşturma aşamasında fotoğraftan teşhisle sanıktan aldığını belirtmiş ise de, tek delil niteliğindeki bu beyanını kovuşturma aşamasında değiştirmiş olması karşısında, sanığın savunmasının aksini gösterir nitelikte aleyhte somut, kesin ve inandırıcı deliller bulunmaması dikkate alınıp yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
04.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.