Yargıtay Kararı

Mahkemece konusuz kalan tahliye davasında yargılama gideri ve vekalet ücretine davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir.

Mahkemece konusuz kalan tahliye davasında yargılama gideri ve vekalet ücretine davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir.

3. Hukuk Dairesi         2017/8259 E.  ,  2018/189 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının sözlü kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının komşu … tarafından gürültü edilmemesi için uyarıldığını, bunun üzerine …’ın aracının lastiklerinin davalının kardeşine kestirildiğini, bu olay nedeniyle … Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını, taraflar arasındaki kira ilişkisinin çekilmez hale geldiğini belirterek, TB.K’nun 316. maddesi uyarınca akde aykırılık nedeniyle davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; ihtar çekilmediğini, Asliye Ceza Mahkemesindeki dosyada davalının taraf olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taşınmaz tahliye edildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan 20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve 450 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nun 331/1 maddesi gereğince; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.
Akde aykırılık nedenine dayanılarak açılan davada tahliye kararı verilebilmesi için akde aykırı davranışın önemli ve doğrudan doğruya kiralananın bizzat kullanılması ile ilgili olması gerekir. Bunun dışında sözleşme ile konulan yükümlülüklerin kiracı tarafından yerine getirilmemesi akde aykırılık nedeni ile tahliye sonucunu doğurmaz.
HUMK’nun 388/3.maddesi (HMK’nun 297.maddesi) ve Anayasa’nın 141/III.maddesi hükümlerine göre; kararın gerekçesiz olması mutlak bozma nedenidir. Kararda bulunması gereken gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428.maddesi (HMK’nun 362.maddesi) uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Başka bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Olayımıza gelince; Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekirken, gerekçede hangi tarafın dava açılmasında kusurlu olduğu tespit edilmediği gibi, davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmiş ancak, yargılama giderleri ise çelişki doğuracak şekilde davalı üzerinde bırakılmıştır.
Her ne kadar mahkemece, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/164 esas sayılı dosyası getirilerek, mahkeme kararı incelenmiş ise de, TBK’nun 316.maddesinde düzenlenen “kiracıdan beklenen komşuluk ilişkilerine uyma, kiralayan ve ailesine karşı rahatsız edici ve uygunsuz davranışlardan kaçınma” yükümlülüğünden kastedilen bu davranışların (mala zarar verme) Türk Ceza Kanunu anlamında suç teşkil edip etmemesi değildir. TBK’nun 316. maddesinde düzenlenen açıktan fena kullanma nedeniyle tahliye şartlarının gerçekleşmesi için kiracının ve onunla birlikte hareket edenlerin davranışlarının kiraya veren ya da komşular için çekilmez bir hale gelmesi yeterlidir. Ayrıca Davacı tarafından davada dayandığı maddi olgu ve hukuki sebepler; kiralananın açıktan açığa fena kullanılmasına ilişkin olup, davacı, komşu …’ın aracının lastiklerinin davalının veya kardeşinin teşviki ile kesildiği ve meydana gelen olay ve sonrasındaki vakılara da dayanmış ve delil olarak tanık deliline dayanmıştır. O halde Mahkemece uyuşmazlığın 6098 Sayılı TBK.nun 316/3 maddesi çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, taraflara tanıklarını bildirmek üzere süre verilerek ve … Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/164 esas sayılı dosyasındaki tanık, müşteki, sanık beyanları ve açılan kamu davasındaki deliller ve dinlenecek tanıkların beyanları da dikkate alınarak, davalının davranışlarının açıktan fena kullanıma ilişkin olup olmadığı, tahliye şartlarının oluşup oluşmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile ve gerekçesiz olarak davacının vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);