Sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeye başlamayacağından, azil tarihinden itibaren işlemeye başlayan bir yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır.
13. Hukuk Dairesi 2013/9393 E. , 2013/15746 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı avukatın, azil tarihi olan 5.1.2010 tarihine kadar şirketin avukatı olarak görev yaptığını, ancak görevini ihmal etmesi nedeniyle şirketi 30.000 TL zarara uğrattığını, Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/308 esas sayılı dosyası üzerinden açılan davayı takipsiz bırakarak davanın açılmamış sayılmasına neden olduğunu, aynı davayı bu kez Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/296 esas sayılı dosyası üzerinden 12.7.2005 tarihinde açtığını, iki dava arasında geçen zaman nedeniyle 23.09,00 TL faiz kaybına neden olduğunu, ayrıca 11.391,00 TL üzerinden açması gereken davayı, kısmi dava olarak 5.000,00 TL üzerinden açtığını, bakiye alacak için de 26.11.2009 tarihinde Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/47 esas sayılı davayı açtığını, geçen sürede 7.646,00 TL ticari faiz kaybına neden olduğunu, davalının neden olduğu tüm bu zararların tahsili için gönderilen 25.1.2010 tarihli ihtarın ise sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şirketin uğramış olduğu 30.000,00 TL zararın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımı ve esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, zararın öğrenildiği tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımının süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Avukatlık Kanununun 40. maddesinde, “iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer” hükmü bulunmakta olup, bu hükümle müvekkilin, avukata karşı tazminat isteminin bir ve beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, dava tarihine göre, dava konusu edilen zararın öğrenilmesinden itibaren beş yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 5.1.2010 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeye başlamayacağından, azil tarihinden itibaren işlemeye başlayan bir yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır. O halde olayda zamanaşımı söz konusu olmadığından, mahkemece işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.