Sözleşmede bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması işçinin iktisaden mahvına sebep olacağından haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir.
11. Hukuk Dairesi 2019/1642 E. , 2020/4806 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12.07.2018 tarih ve 2012/494 E. – 2018/961 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla duruşma için belirlenen 03.11.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılardan … vekili Av. …dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin kurucusu davalı … Hamamcıoğlu ile diğer davalı …’ın uzun süre müvekkili şirkette çalıştığını, müvekkili şirketin müşteri bilgilerini ve potansiyelini kullanarak haksız rekabet suretiyle kendilerine yeni iş imkanı sağladıklarını, davalılar ile müvekkili şirket arasında imzalanan iş sözleşmesininde personelin sadakat borcu, rekabet yasağı ve cezai şartın düzenlendiğini ileri sürerek, davalıların sözleşmede belirlenen yasağa aykırı davranışlarının haksız rekabet olduğunun tespiti ile önlenmesi, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili ile birlikte davalı … ve İlkay’dan ayrı ayrı cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu, haksız rekabetin koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davacının manevi tazminat istemi yönünden, davalıların davacı şirketin ticari sır niteliğindeki müşteri listelerini kullanmaları sebebiyle eylemleri hukuka aykırı olduğundan, davalı …, davalı şirketin kurucusu olduğu ve davalı şirket yönünden menfaat elde edildiği ve eylemin ağırlığı olayın özelliği dikkate alınarak davalı … ve davalı Berussa Patent Dan. Tic. Ltd. Şti. yönünden takdiren 3.000.-‘er TL manevi tazminata, davalı …’ ın çalışan olduğu eyleminin hukuka aykırılığı sebebiyle takdiren 1.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı … ile davacı arasında düzenlenen 10.11.2006 tarihli iş sözleşmesinin IX/2 maddesindeki rekabet yasağı hükmünden sonra, 31.07.2011 tarihinde düzenlenen sulh ve ibraname anlaşması ile doğmuş ve doğacak haklardan karşılıklı feragat edildiği anlaşılmakla bu ibranamenin tarafları bağlayacağı açık olup davacı tacir olduğundan tüm iş ve eylemlerinde basiretli davranması gerektiğinden, IX/2 maddesindeki rekabet yasağına dayalı talepte bulunamayacağı ve 31.07.2011 tarihinde düzenlenen sulh ve ibraname anlaşması 5. maddesinde rekabet yasağına dair hüküm olmadığından davalı … yönünden cezai şart talebinin reddine, davalı … Hamamcıoğullarının davacıya ait “www.bursapatent.com” alan adının kullanması sebebiyle bu davalının davacının tescilli bursapatent markasına yönelik yapılan haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, davalı …, davalı Berussa Patent Dan. Tic. Ltd. Şti. ve davalı …’tan 1.000′ er TL maddi tazminatın ayrı ayrı olmak üzere 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı …’ndan 5.500 TL cezai şart alacağının 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
(1) Davacı, müvekkili ile davalı … arasında akdedilen iş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin madde bulunduğunu, davalının işten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başlayarak bu hükmünü ihlal ettiğini iddia ederek, cezai şart talebinde bulunmuştur.
Davalının iş akdinin sona erdiği ve yeni bir iş yerinde çalışmaya başladığı tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348. maddesinde İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hitamından sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir ış yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını, şart edebilirler. Rekabet memnuniyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir. İşçi, akdin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuniyetine dair olan şart batıldır.”, aynı Kanunun 349. maddesinde de “Rekabet memnuiyeti ancak işçinin iktisadi istikbalinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, mahal ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise muteberdir, hükmü düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlığı altında düzenlenen 48. ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. 818 sayılı BK’nın 19. maddesinde bir akdin mevzunun, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunabilir denilmekle birlikte 20. maddesinde ise akdin mevzunun gayrimümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) aykırı olması halinde o akdin batıl olacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin tarafları, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemede özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez. 818 sayılı BK’nın 19, 20, 349. maddelerinde bu özgürlüğün sınırları çizmiştir. Sözleşmede öngörülen rekabet yasağı; ancak işçinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, yer ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Rekabet Yasağı” başlıklı bolumu “…sona erdirilmesini takip eden 2 yıl süre içinde Destek Patent A.Ş. ileaynı iştigal konusuna haiz bir kuruluşun herhangi bir kademesinde ücretli veya ücretsiz olarak görev almamayı ve aynı işi kendi nam ve hesabına yapmamayı kabul ve taahhüt eder…aksi davranışı halinde işverenin uğrayacağı zararların karşılığı olarak 30 aylık brüt ücret tutarında cezai şart ödemeyi kabul eder” şeklindedir. Sözleşmede bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması işçinin iktisaden mahvına sebep olacak mahiyette olup, çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olan haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmektedir. Bu husus gözetildiğinde davacının cezai şart talebinin esasında taraflar arasında imzalanan hizmet aktinde yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin batıl olduğundan bahisle reddi gerekeceğinden, davalı … yönünden cezai şart isteminin reddine ilişkin sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının, HUMK 438/son madcesı uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Davacı, davalıların tamamı hakkında haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece kararın hüküm kısmında “Davanın kısmen kabulü ile davalı … Hamamcıoğullarının davacıya ait” www.bursapatent.com alan adının kullanması sebebiyle bu davalının davacının tescilli bursapatent markasına yönelik yapılan haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, davalı …, davalı Berussa Patent Dan. Tic. Ltd. Şti. ve davalı …’tan 1.000 er TL maddi tazminatın ayrı ayrı olmak üzere 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı … ve davalı Berussa Patent Dan. Tic. Ltd. Şti. nden 3.000 er TL manevi tazminatın ayrı ayrı olmak üzere 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı … yönünden 1.000 TL manevi tazminatın 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davacı vekilinin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yani mahkemece, davalılardan sadece …’nın haksız rekabetinin tespitine, karar verilmiş, diğer davalı … yönünden ise haksız rekabetin tespiti talebi fazlaya ilişkin taleplerin reddine denilmek sureti ile reddedilmiştir. Bu itibarla mahkemece, davalı …’ın hangi eyleminin haksız rekabet oluşturduğu incelenip değeıiendirilmeksizin anılan davalı hakkında tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı … yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(3) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin mahkeme kararının davalı … yönünden cezai şart talebinin reddine ilişkin temyiz itirazlarının reddi İle hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, (3) bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 34,40 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, 05.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.