Tüketici konumundaki davacı tarafından cirantaya karşı açılan davada tüketici mahkemesi görevlidir.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/1649
K. 2020/545
T. 3.6.2020
* SENETTEN KAYNAKLANAN MENFİ TESPİT İSTEMİ ( Olayda İlgili Davada Ticaret Mahkemesi Görevli Olduğu Gerekçesiyle Görevsizlik Kararı Verilmiş Olduğu – Taraflarca İstinaf Edilmeden Kesinleşen Bu Görevsizlik Kararı ile Mahkeme Bağlı Olmayıp Kamu Düzenine İlişkin Görev Hususunun Resen Her Aşamada Değerlendirilmesi Gerektiği )
* YAPILAN İŞLEMİN TÜKETİCİ İŞLEMİ OLMASI ( Davalı Tarafça Sunulan Delillere Göre Dava Konusu Bonoların Davacının Tarafı Olduğu Satış Vaadi Sözleşmesi Uyarınca Düzenlenen Sıralı Bonolar Olduğunun Tespit Edilmiş Olduğu – Davacının Tüketici Sıfatını Haiz ve Söz Konusu İşlem Tüketici İşlemi Olduğunun Kabulü Gerektiği )
* GÖREVLİ MAHKEME ( Tüketici Konumundaki Davacı Tarafından Cirantaya Karşı Açılan İşbu Davada Tüketici Mahkemesinin Görevli Olduğu – Buna Göre Mahkemece Görev Konusunda Bir İnceleme Yapılmaksızın İşin Esasına Girilerek Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu/Açıklanan Nedenlerle Mahkemenin Kararının Kaldırılması Gerektiği )
6102/m. 4, 5
2004/m. 72/3
6100/m. 114, 115
6502/m. 3, 73
ÖZET : Dava, takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Olayda, ilgili davada ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup, taraflarca istinaf edilmeden kesinleşen bu görevsizlik kararı ile mahkeme bağlı olmayıp kamu düzenine ilişkin görev hususu resen her aşamada değerlendirilmelidir.
Davalı tarafça sunulan delillere göre dava konusu bonoların davacının tarafı olduğu Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sıralı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, davacının tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir.
Tüketici konumundaki davacı tarafından cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir. Buna göre mahkemece görev konusunda bir inceleme yapılmaksızın işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin kararının kaldırılması gerekir.
DAVA : Davanın kabulüne ilişkin hükmü davalı vekilinin istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : DAVA; Davacı vekili Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı … İnş. A.Ş ile haricen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi gereğince, dava dışı … İnş. A.Ş’ye taksitlere bölünmüş halde senetler keşide ederek verdiğini, taahhütlerin yerine getirilmediğini, … İnş. A.Ş aleyhine İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2013/1967 esas sayılı dosyasında menfi tespit istemli dava açtığını, … İnş. A.Ş’ye verilen senetlerin davalının eline geçtiğini, davalı tarafından aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davacının iyi niyetli olmadığını, belirterek senetler gereğince müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde; İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2013/1967 esas sayılı dosyasında taraf olmadıklarını, davacı ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmede de taraf olmadıklarını, diğer davalı ile davacı arasındaki taşınmaz vaadi sözleşmesinin iptali davalı açısından hukuki bir sonuç doğurmayacağından senetlerin iptali senetlerin tedavül yeteneğini ortadan kaldırmak anlamına gelip usule ve kanuna aykırı olduğunu, kambiyo vasfına haiz senetleri iyi niyetle iktisap ettiklerini davalı şirketin iyiniyetli yasal hamil olup yapılan takip de kambiyo hukuku gereğince yapılmış olan bir takip belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İstanbul 7.Tüketici Mahkemesi’nin 2013/1967 esas sayılı dosyası üzerinden senetlerin taksitli alışveriş için verildiği ve nama yazılı olarak düzenlenmediğinden bahisle davacının bu senetler yönünden dava dışı … AŞ’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, davalının senetleri ciro yolu ile … AŞ’den devralan ciranta olduğu, ciro edilen senetler nama yazılı olarak düzenlenmesi yasal zorunluluk olmasına rağmen, emre yazılı düzenlenmesi nedeniyle herkese karşı geçersiz olduğu, cirantanın iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının önemi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüyle davacının Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı, hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe, davacı Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/176 Esas sayılı dava dosyası ile yapmış olduğu itiraz aynı mahkemenin 24.11.2016 tarih ve 2016/176 Esas, 2016/1193 Karar sayılı kararında Menfi tespit davasının tarafları ile icra takip dosyasının tarafları aynı olmadığı bu nedenle menfi tespit davasında verilen karar iyiniyetli yetkili hamil olan takip alacaklısını bağlamayacağı gerekçesiyle reddedildiğini, ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmasına karşın davacının takip konusu bonolardan dolayı müvekkile borçlu olmadığını kabul etmenin hukuk mantığı ile bağdaşmadığını, aynı hukuki sebepten kaynaklanan ihtilafın bir yanda kabul görüp diğer yanda kabul görmemesinin hukuk kuralları ile bağdaşmayacağını, Yargıtay HGK.nun 21.05.2014 tarih ve 2014/12-404 Esas, 2014/683 Karar sayılı kararı (aynı mahiyetteki 05.03.2015 tarih ve 2013/12-1286 Esas, 2014/207 Karar ve 05.03.2014 tarih ve 2013/12-1514 Esas, 2014/208 Karar sayılı kararları) incelendiğinde, dava konusu olayın çözümünü kıymetli evrak hukuku açısından çözüldüğünü, senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeniyle TKHK’ nun 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin bu durumu iyi niyetli hamile karşı da ileri sürmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72/3 maddesi uyarınca takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. 6100 Sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava söz konusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununu 3/1-k Maddesinde Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak 3/1- ı-bendinde ise Tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış, “Temel İlkeler” başlıklı 4/5 m. ise “Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 73/1 madde ve fıkrasında da; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/337 Esas 2017/699 Karar sayılı dosyası ile davada ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup, taraflarca istinaf edilmeden kesinleşen bu görevsizlik kararı ile mahkeme bağlı olmayıp kamu düzenine ilişkin görev hususu resen her aşamada değerlendirilmelidir. Davalı tarafça sunulan delillere göre dava konusu bonoların davacının tarafı olduğu Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sıralı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, bu durumda davacı tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, tüketici konumundaki davacı tarafından cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir.(İstanbul BAM 12.H.D E: 2020/221 -K: 2020/234, ).Buna göre mahkemece görev konusunda bir inceleme yapılmaksızın işin esasına girilerek karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK.’nın 353(1)a-3 maddesi gereğince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/59 Esas -2018/500 Karar sayılı ve 14.05.2018 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA;
Davanın, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c) bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK. 20.maddesi gereğince Dairemiz gerekçeli kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesinden, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde,
DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına. HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemece dava dosyası üzerinden karara bağlanmasına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.402,-TL peşin istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
Kararın 6100 Sayılı HMK.’nın 359-(3) maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dosyanın tebliğ işlemleri tamamlanmak üzere HMK.’nun 353-(1)-a maddesi gereğince dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03.06.2020