Tüzel kişiliğin, İİK’nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğu bulunmamaktadır.
12. Hukuk Dairesi 2016/8838 E. , 2017/1051 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, borçlu …’ün, şikayetçi üçüncü kişi … İlaç San.ve Tic.A.Ş. yanında işçi olarak çalışması nedeniyle, şikayetçi işverene, borçlunun almakta olduğu maaşının 1/4’ünün haczine dair 13.11.2014 tebellüğ tarihli maaş haciz müzekkeresi gönderildiği, kesinti yapılmaması nedeniyle, İİK’nun 355 ve devamı maddeleri gereğince üçüncü şahıs şikayetçiye 20.03.2015 tarihinde yeniden ihtaratlı müzekkere tebliğ edildiği, şikayetçi üçüncü kişinin, haciz müzekkeresi tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olmadığını, bu nedenle, gönderilen müzekkerelerde yazılı borç miktarından sorumlu olmadığını, icra dosyasına borçlu olarak eklenmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, tebligatların usulüne uygun olduğu, davacı şirkete maaş haciz müzekkeresinin ilk tebliğ tarihi olan 13/11/2014 tarihinden itibaren yapılması gereken kesintilerden şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Borçlunun maaş ve ücretinin haczi, İİK’nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre, icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine, maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren (veya bu işle görevli kanuni muhatap), bir hafta içinde, haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı, borçlunun maaş ve ücretinden keserek, hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK’nun 356. maddesi gereğince 355.madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın, icra dairesince, kanuni muhatabın maaşından veya sair mallarından alınır.
Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişi … İlaç San.ve Tic.A.Ş., borçlunun çalışmakta olduğu işyeri olup, tüzel kişiliğin, İİK’nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğu bulunmamaktadır. İcra müdürlüğü tarafından, borçlunun maaşından kesinti yapmakla yükümlü olan kanuni muhatabın tespit edilip, onun, haciz müzekkeresinin ilk tebliğ
tarihi olan 13/11/2014 tarihinden itibaren yapılması gereken kesintilerden sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Kabule göre de; Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
O halde, mahkemece, şikayetçi şirketin, İİK’nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle şikayetin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi şirketin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.