Vekilin, müvekkili namına çektiği parayı ödememesi halinde, vekilin temerrüte düşmesi için ayrıca ihtarname tebliğine gerek yoktur.
13. Hukuk Dairesi 2015/39613 E. , 2018/3714 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ile davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, davalı ile dava dışı ….’ya 13.02.2008 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiklerini, o tarihte … ın davalının yanında sigortalı çalıştığını, davalının bu vekaletname ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında vekilleri olduğunu, davanın sonuçlandığını ve 258.049,52 TL’nin yarı yarıya kendilerine ödenmesine karar verildiğini, dava dışı …. ‘ın ahzu kabz yetkisine dayanarak hükmedilen meblağı 30.09.2009 tarihinde tahsil ettiğini, ancak kendilerine ödeme yapmadığını, bu bedelin tahsili amacı ile davalı hakkında 258.049,51 TL asıl alacak ve 69.100,71 TL işlemiş faiz üzerinden başlattıkları takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava dışı avukat … ile kendisi arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, birbirlerinden bağımsız çalıştıklarını ve …. ‘ın o dönemde topluluk sigortası üyesi olduğunu, vekaletnamede yer alan sigortalı çalışan ibaresinin sehven noter tarafından yazıldığını, dolayısıyla ……’nın yaptığı işlemden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11702 Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile 258.049,51 TL asıl alacak ve 699,92 TL işlemiş faiz olmak üzere 258.749,43 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile takibin devamına, % 20 itibarı ile 51.609,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacılar, davalı ile davalının yanında sigortalı çalışan dava dışı …..’ya vekalet verdiklerini, …….’nın ahzu kabz yetkisine dayanarak tahsil ettiği kamulaştırma bedelini kendilerine ödemediğinden başlattıkları icra takibine vaki itirazın iptali ile eldeki davayı açmışlardır. Davalı, davanın reddini dilemiş; Mahkemece itirazın kısmen iptali ile 258.049,51 TL asıl alacak ve 699,92 TL işlemiş faiz olmak üzere 258.749,43 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile takibin devamına karar verilmiştir. Gerekçede, müteselsil borçlulardan birinin temerrüte düşmesi halinde diğer borçluların onun temerrütünden etkilenmeyeceği, borçluların her birinin temerrütünden kaynaklanan borçların şahsi olduğu gerekçesi ile faiz başlangıç tarihi olarak paranın çekildiği tarih değil, davalı avukata gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihinin esas alındığı belirtilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, davacılar ile davalı avukat arasında sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, davalı avukat müvekkili davacılara hesap verme borcu altındadır. Davacılar, müvekkil olarak kendileri adına çekilen paranın çekildiği tarihi bilme imkanına sahip olmadıklarından, davalının temerrüte düşmesi için ayrıca ihtarname tebliğine gerek yoktur. Zira avukatın hesap verme borcu paranın çekildiği tarih itibari ile muaccel olmaktadır. O halde Mahkemece, faiz başlangıç tarihi olarak paranın çekildiği tarihin esas alınması gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde ihtarnamenin tebliğ tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13.255,47 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.