6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin uygulanmasına yönelik karar.
6. Hukuk Dairesi 2015/3643 E. , 2016/537 K.
“İçtihat Metni”
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Isparta 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2014
NUMARASI : 2014/658-2014/1153
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava,Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesindeki 10 yıllık uzama süresinin dolması nedenine dayalı tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar dava dilekçesinde, 01.07.2000 başlangıç tarihli, iki yıl süreli işyeri (oyuncakçı dükkanı) olarak kullanılmak üzere davacıların annesi .. ile davalı arasında kira sözleşmesi yapıldığını, kiralananı 03.11.2011 tarihinde satın aldıklarını, 18.04.2013 tanzim tarihli ve 25.04.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya satın alma durumunu, Türk Borçlar Kanunu 347. maddesi uyarınca 10 yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle 01.07.2014 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdirilme hakkının kullanılacağını ihtarnamenin fesih bildirimi anlamına geldiğini ve taşınmazın tahliye edilmesi gerektiğini bildirdiklerini belirterek taşınmazın tahliye edilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, sözleşmenin 01.07.2005 tarihli olduğunu, 10 yıllık sürenin dolmadığını, ihtarın süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar ile davalı arasında 01.07.2000 tarihli iki yıl süreli işyeri kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar 18.04.2013 tanzim tarihli ve 25.04.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya satın alma durumunu, Türk Borçlar Kanunu 347. maddesi uyarınca 10 yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle 01.07.2014 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdirilme hakkının kullanılacağını ihtarnamenin fesih bildirimi anlamına geldiğini ve taşınmazın tahliye edilmesi gerektiğini bildirmişler, Türk Borçlar Kanunu 347. maddesindeki 10 yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye davasını 10.07.2014 tarihinde açmışlardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun 347. maddesinde; “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinde de; “Bu Kanunun 1 inci maddesinin son cümlesi hükmü bir defaya mahsus olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu’nun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki çatılı yere ilişkin yapılan kira sözleşmesinin 01.07.2000 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli olduğu, kira sözleşmesinin süre sonunun 31.06.2002 tarihi olduğu, 10 yıllık uzama süre sonunun ise 31.06.2012 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yürürlük tarihinde 10 yıllık uzama süresi dolduğundan Türk Borçlar Kanunu 347. maddesinin taraflar yönünden uygulanabilirliği 6101 sayılı yasanın geçici 2. maddesi uyarınca 01.07.2014 tarihinde başlamaktadır. Buna göre davacı kiralayanların 01.07.2014 tarihinden en az 3 ay öncesinde yani 01.04.2014 tarihinde kiracıya ulaşmak üzere ihtarname göndermesi gerekmektedir. Davacıların 18.04.2013 tanzim ve 25.04.2013 tebliğ tarihli ihtarnamesi sözleşmenin sonu olan 01.07.2014 tarihine göre üç ay önce tebliğ edilmediğinden hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 28/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.