Yargıtay Kararı

Elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak bedellerine ilişkin tahsilatın tüketiciye iadesi sağlanamaz.

Elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak bedellerine ilişkin tahsilatın tüketiciye iadesi sağlanamaz.

3. Hukuk Dairesi         2019/4438 E.  ,  2019/10410 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararı’nın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, yerel mahkemece kesin olarak verilen hükmün, Adalet Bakanlığı’nın 24.05.2019 tarihli, 2019/14845 Esas sayılı yazısına istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20.08.2019 tarihli, 2019/59095 sayılı yazısı ile kanun yararına bozulması istenilmekle; incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının adına kayıtlı elektrik tesisatlarına ait faturalarda tahakkuk ettirilen kayıp – kaçak bedelinin iadesi ile ilgili Marmaris Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, hakem heyeti tarafından şikayetinin kabulü ile 298,25 TL’nin iadesine karar verildiğini; Oysa, dava konusu uygulamanın EPDK’nın idari düzenlemesine dayalı olarak yapıldığını ve mevzuata aykırı olmadığını ileri sürerek; Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı şirket tarafından davalıdan tahsil edildiği belirtilen kayıp – kaçak ve diğer bedeller adı altında alınan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığı değerlendirilerek, TSHH Başkanlığı kararının iptaline ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.08.2019 tarihli, 2019/59095 sayılı yazısı ile; “Açılan davada; davalı, davacı şirketin 11/04/2014 tarihinden 18/12/2014 tarihine kadar kayıp-kaçak bedeli adı altında elektrik faturalarına yansıtılan kesintilerin iadesi için Marmaris Tüketici İlçe Hakem Heyeti Başkanlığına yaptığı başvuru üzerine, adı geçen Heyet tarafından talebin kabulüne dair verilen 21/01/2016 tarih ve 056320150002949 sayılı kararın itirazen incelenerek iptalinin istendiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği ve hükmün kesin olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, uyuşmazlıkla ilgili yargılama sırasında 17/06/2015 tarih 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girip geçmişe de etkili olan 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21 inci maddesi uyarınca 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun kanundaki yetkileri genişletilerek dağıtım, kayıp – kaçak vb. bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen, geçici 19 uncu madde, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici 20 nci maddesi ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir.
Buna göre, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Söz konusu düzenlemelerden, dava tarihiden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17/06/2016 tarihli yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp – kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.” gerekçesiyle, hükmün 6100 sayılı HMK madde 363/1 uyarınca kanun yararına bozulması talep olunmuştur.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp – kaçak vs. bedellerin istirdadına yönelik Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerin de bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklinde düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp – kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği de kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, Kanun’un 17.06.2016 tarihli yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş bedelleri hukuka uygun hale getirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliği nedeniyle, hukuka uygun hale gelen kayıp – kaçak bedellerine ilişkin tahsilatın davalı tüketiciye iadesine karar verilemeyeceği gözetilerek; davacı tarafın açtığı Tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bununla birlikte; her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. HMK’nın 332. maddesi uyarınca; yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedilir. Her ne kadar, yasa değişikliği nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekte ise de; davalı, davanın açıldığı tarihte Yargıtay içtihatlarına göre haklı olmakla, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Mahkemece, bu hususun da resen gözetilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesine dayalı Kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile, hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, HMK’nın 363/3. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE, 23/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

);