Yargıtay Kararı

Dubayı kenara çekmek için kapıyı açık bırakıp inen kişinin aracının hırsız tarafından çalınması durumunda kasko/sigortacı sorumluluğu bulunmamaktadır.

Dubayı kenara çekmek için kapıyı açık bırakıp inen kişinin aracının hırsız tarafından çalınması durumunda kasko/sigortacı sorumluluğu bulunmamaktadır.

17. Hukuk Dairesi         2018/5917 E.  ,  2020/3597 K.

“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacının aracını park yerinden çıkartırken birkaç saniye sürecek olan dubayı eski yerine taşıma işlemi için şoför kapısını kapatmadan araçtan inmesi üzerine hızlı bir şekilde aracının gasp edildiğini, gaspın sadece fiziksel şiddet bizzat uygulamakla değil, planlı hileli davranışlarla da gerçekleşebileceğinin kabul edilmesi gerektiğini beyanla, bu olaydan sonra meydana gelen zararın karşılanması amacıyla davalı şirkete başvurduğunu ancak talebinin reddedildiğini, kasko sigortası genel şartlarında kural olarak anahtar kullanarak aracın çalınması halinde poliçeyi teminat kapsamı dışında tutarken bunun istisnalarının belirlendiğini, bu istisnalardan birisinin de, araç anahtarlarının gasp sonucunda ele geçirilmesi yoluyla aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi olduğunu, kendisine atfedilebilecek bir kusurunun olmadığını belirterek davalı şirketinin sigorta bedelini ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebi 36.500 TL artırarak 46.500 TL ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacının talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığının ve poliçe şartları gereğince hasarın oluş şeklinin teminat dışında kaldığının tespit edildiğini, aracın kontak anahtarı üzerinde ve çalışır vaziyette iken çalınması nedeniyle davalı şirketin tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 46.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14/03/2016 gün ve 2015/16059 Esas 2016/3162 Karar sayılı ilamı ile ” Anahtar Kullanılarak Araç Çalınması Klozunun yeterince tartışılmadığı” gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, davacının aracını kapısı açık ve anahtarını üzerinde bırakarak hırsızlık vakıasının meydana gelmesinde kusurlu olduğu, sigortacının sorumluluğu için gasp, kapalı yerden anahtar çalma ya da tamirhane gibi bir yerden anahtar çalma olgularının sabit olmadığı, anahtar ile hırsızlık yapan kişinin bedeni çeviklik veya özel yetenek ihtiyacı olmaksızın araç kullanmayı bilmesinin hırsızlık için yeterli olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);