FETÖ/PDY örgüt üyesi olma suçu nedeniyle yürütülen adli soruşturmada kyok verildiği gözetildiğinde işveren için de haklı fesih nedeninin bulunmadığı anlaşıldığından emeklilik nedeniyle davacı feshine öncelik ve değer verilerek davacının kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekir.
9. Hukuk Dairesi 2021/5319 E. , 2021/9523 K.
“İçtihat Metni”
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.08.1989 yılından itibaren çalışmaya başladığını, kendisine verilen görevleri eksiksiz ve en iyi şekilde yaparak amirlerinden devamlı takdirler aldığını, müvekkilinin emeklilik hakkını elde ettiğini ve emekli olmak istediğini, müvekkili davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na müracaat ettiğini, Kurumca emekli olabileceğine ilişkin cevap verildiğini, ancak davalı işverenin müvekkilinin çalışmasından ve davranışlarından memnun olduğundan müvekkilinin emekliliğine sıcak bakmadığını, ülkemizde 15 Temmuz tarihinde meydana gelen kalkışmadan sonra müvekkilinin 22.07.2016 tarihinde … Teftiş Kurulu Müdürlüğünün yazısı ile açığa alındığını, açığa alındığı süre zarfında iş verilmediğini ve ücret ödenmediğini, müvekkilinin daha sonra 22.11.2016 tarihli resmi gazetede yayımlanan 677 sayılı KHK ile işten çıkartıldığını, işten çıkış Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirildiğini, işten çıkış bildirgesinde çıkış kodu olarak 36 OHAL KHK yazıldığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin 22.11.2016 tarihinde haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının görevinin 677 sayılı KHK ile sonlandırıldığını, İş Kanunu kapsamında bir değerlendirme yapılamayacağını, aynı zamanda davacı hakkında … Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, davacının kamu görevlisi olarak devlete karşı olan sadakat borcunu yerine getirmediğini, taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin KHK ile sona erdirildiği, dolayısıyla iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ya da haksız feshinin tartışılmasının mümkün olmadığı zira iş sözleşmesinin sona erme nedeninin iş hukuku kaynaklı olmayıp kanun hükmünde kararname hükmüne dayandığı ve yapılan ihraç işleminin yasama faaliyeti niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının iş sözleşmesinin 677 sayılı KHK’nın 1. maddesinin 1 fıkrasının ç bendi ve aynı KHK’nın ekli listesi gereği kamu görevinden çıkarılmak suretiyle sonlandırıldığı, söz konusu KHK’nın 7083 sayılı Kanun ile TBMM tarafından onaylanarak anayasal süreç tamamlanarak kanun haline geldiğinden davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından gerçekleştirilen bir fesih ile son bulmadığı gibi 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. ve 17. maddesindeki kıdem tazminatına hak kazanma koşullarına da uymadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi, karar tarihi itibariyle kanun halini alan 677 sayılı KHK ile iş sözleşmesinin sonlandırılması karşısında, feshin haklı olup olmadığının Mahkemece incelenmesi kanun halini alan KHK’nın değerlendirilmesi anlamına geleceğinden İlk Derece Mahkemelerinde KHK’larda yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirme yapılması açık bir yetki aşımı oluşturacağından bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılması mümkün olmayıp davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi ve yine fiili çalışma olmadığından ücret talebinin reddi yerinde ise de yıllık izin alacağı yönünden feshin sebebi ve şeklinin bir önemi bulunmayıp iş sözleşmesinin feshi ile alacağa dönüşüp muaccel hale geldiği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararını yasal süresi içinde taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin kıdem tazminatı gerektirecek şekilde son bulup bulmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte bulunan 14. maddesi uyarınca işçilerin iş sözleşmelerinin,
1. İşveren tarafından bu Kanunun 17’nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında (4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II),
2. İşçi tarafından bu Kanunun 16’ncı maddesi uyarınca (4857 sayılı İş Kanunu’nun 24),
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. (Ek: 25/8/1999 -4447/45 md.) 506 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde; işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir.
Görüldüğü üzere; işçi sadece iş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II maddesinde belirtilen sebeplerle feshedilmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanmaz.
Somut olayda davacının iş sözleşmesi davalı işverence 22.07.2016 tarihinde FETÖ/PDY üyeliği şüphesi nedeniyle görevden uzaklaştırılarak askıya alınmıştır. İş sözleşmesi devam ederken davacının emeklilik hakkını kazandığı 23.05.2016 tarih ve 8738 sayılı dilekçeye verilen cevabi Sosyal Güvenlik Kurumu yazısından anlaşılmıştır. Davacı 18.07.2016 tarihli dilekçesi ile 12.08.2016 tarihinde emekli olmak istediğini davalı kuruma bildirmiş, davalı işverence 19.07.2016 tarihinde davacının emeklilik işlemlerinin başlatılması yönünde kurum insan kaynakları müdürlüğüne talimat verilmiştir. Davalı işverenlik teftiş kurulu davacı hakkındaki teftiş soruşturmasının devam etmesini gerekçe göstererek dilekçeyi işleme aldırmamıştır. Bunun üzerine 04.10.2016 tarihinde davacı Sosyal Güvenlik Kurumu’na bizzat dilekçe vererek emeklilik işlemlerini başlatmıştır. Hal böyle olunca davalı işverence dosyaya ibraz edilen belgelerden emeklilik nedeniyle feshin 22.11.2016 tarihli KHK ile fesih kararından önce olduğu tespit edilmiştir.
Davacının 22.07.2016 tarihinde işten el çektirildiği bu tarihten sonra fiili çalışmasının bulunmadığı tarafların kabulündedir.
Kaldı ki; davacı hakkında FETÖ/PDY örgüt üyesi olma suçu nedeniyle yürütülen adli soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği gözetildiğinde işveren için de haklı fesih nedeninin bulunmadığı anlaşıldığından emeklilik nedeniyle davacı feshine öncelik ve değer verilerek davacının kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi isabetsiz olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.