Arabuluculuk tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesi talep edildiğinde bu talep dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmesi gerekir.
9. Hukuk Dairesi 2016/31376 E. , 2016/21368 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, taraflar arasında düzenlenen arabuluculuk tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6325 sayılı Yasa kapsamında arabulucu huzurunda taraflar arasında düzenlenen arabulucu tutanağına mahkemece icra edilebilirlik şerhinin verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı şirket vekili davalı işçi ile aralarında uyuşmazlığı sona erdiren anlaşmanın imzalandığını, anlaşmanın 4. 9. ve 19. maddelerinde …’in şirkete yapacağı ödemelerin kararlaştırıldığını belirterek bu belgeye “ icra edilebilirlik şerhi “ verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davalı tarafa tebligat yapılamadığı, davacı vekili tarafından anlaşma sonucunda taraflarca imzalandığı belirtilen sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı yine içeriğinin doğru olup olmadığı hususları hakkında beyanı alınamadığı bu nedenle arabuluculuk icra edilebilirlik şerhi verilmesinin uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Arabuluculuk 6325 sayılı Yasa ile hukukumuza giren “ Mahkeme dışı “ çözüm yollarından birisidir.
Arabuluculuğa ilişkin usul ve esaslar 6325 sayılı Yasa’ da düzenlenmiş olup, Yasa’ nın 18/2. maddesine göre arabuluculuk tutanağı “ Mahkemece icra edilebilirlik şerhi verilmesi ” şartı ile “ ilam “ niteliğindedir.
6325 sayılı Yasa’ nın 18/3. maddesi icra edilebilirlik şerhi verilmesinin usulünü düzenlemiştir.
6325 sayılı Yasa’ nın 18/3. maddesi aynen;
“ (3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilir. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır. “ şeklindedir.
İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işi olup, buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilir.
Dosya üzerinden inceleme yapılması halinde talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilip, edilmeyeceği sorunu çözülmelidir.
6100 sayılı HMK. nun 27/1. maddesine göre “ Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
27/2. maddeye göre;
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
Arabulucuk Kanunu’ nun 18. maddesi ile HMK. nun hukuki dinlenilme hakkına ilişkin 27 ve basit yargılamaya ilişkin 385 vd. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde “ icra edilebilirlik şerhi verilmesi “ istemi halinde, ister dosya üzerinden, ister duruşma yapılarak karar verilsin talep dilekçesinin karşı tarafa tebliği şarttır. Bu hukuki dinlenilme hakkının gereğidir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere arabuluculuk kararının diğer tarafı olan işçiye tebligat yapılamamış, Mahkemece tebligat yapılamadığı halde varsayıma dayalı gerekçe ile talep reddedilmiştir.
Dava dilekçesi tebliğ edilmeden verilen gerekçeli karar davalının mernis adresine tebliğ edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesine göre “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 19/03/2003 – 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki (Değişik ibare: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.”
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar karşısında dava dilekçesi davalının mernis adresine “ mernis adresi olduğu belirtilerek “ teblige çıkarılarak taraf teşkilinin sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.