Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Ciro silsilesi içerisinde yer almayan çeki elinde bulunduran kişinin hamil olmadığı kabul edilmelidir.

12. Hukuk Dairesi         2014/18848 E.  ,  2014/26787 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/776-2014/194

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun imzaya itiraz ile birlikte alacaklının çekte cirosunun bulunmadığını, bu nedenle yetkili hamil olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imzaya itiraz hususunda araştırma yapılarak bilirkişi raporu doğrultusunda imza itirazının kabulü ile takibin iptaline ve alacaklı aleyhine tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, kendisine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, senedin kambiyo vasfında olmadığını tespit ederse, diğer itiraz nedenlerini incelemeksizin takibin iptaline karar verir.
6102 Sayılı TTK.nun 788. maddesi uyarınca; emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çek, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir.
Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK’ nun 686 ve 790. maddelerinde; “… senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı..” öngörülmüştür.
Somut olayda, takip dayanağı çekte, alacaklı “ İdi Motorlu Araçlar … Ltd. Şti.” nin ciro silsilesi içinde yer almadığı, bu nedenle alacaklının yetkili hamil olmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, muteriz borçlu hakkındaki takibin İİK’ nun 170/a maddesi gereğince re’sen iptaline karar verilmesi gerekirken, İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca imza itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi belirtilen nedenle doğru bulunmamış ise de; sonuçta takibin iptaline karar verildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak mahkemece öncelikle alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkının bulunmadığı nedeniyle İİK’ nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden ve bu maddede de tazminata ilişkin düzenleme bulunmadığından, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 08/04/2014 tarih ve 2013/ 776 Esas, 2014/ 194 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün tazminata ilişkin 2 nolu bendinin tümüyle karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi

);