Dava konusu çeklerin temel ilişki nedeniyle verilip verilmediği hususuna ilişkin karar.
6. Hukuk Dairesi 2015/1649 E. , 2015/11300 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/760-2013/264
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çeke dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı M.. T.. vekili, 31.03.2011 tarihinde davalı Ş.. B.. aleyhine karşı başlattığı icra takibi ile 06.03.2006 keşide tarihli, keşidecisi Z.Ltd. Şti., Lehdarı davalı Ş.. B.. olan davacı M.. T..’a davalı tarafından ciro edilen 10.000 TL tutarında çek ile 06.06.2006 keşide tarihli, 20.000 TL bedelli, keşideci, lehdar ve yetkili hamili aynı olan iki adet çekin tahsili isteminde bulunmuş, davalı süresinde yaptığı itirazında çeklerin zamanaşımına uğradığından icra mahkemesince 12.05.2008 tarihinde kesinleşen karar ile 2006 yılında yapılan takiplerin talikine karar verildiğini, çekler zamanaşımına uğradığından davacı hamilin eline de ciro yoluyla geçtiğinden, davacı ile keşideci arasında akti ilişki de bulunmadığından davacının keşideciye karşı talepte bulunma hakkı olmadığını, yine aynı nedenlerle cirantaya karşı da başvuramayacağını belirtmiştir. Davacı vekili itiraz üzerine açtığı davada çeklerin kira borcu nedeniyle verildiğini, zamanaşımına uğramış çekin yazılı delil başlangıcı olup arada temel ilişki varsa alacağın varlığının tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceğini, davalının arada temel ilişki olmadığını savunmasına rağmen icra hukuk mahkemesine verdiği 12.02.2007 tarihli dilekçede temel ilişkinin kira olduğunu kabul ettiğini, davalının kira borcu nedeniyle çekleri davacıya ciro ettiğini, belirterek davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davaya konu çeklerin kira borcu nedeniyle verildiği gerekçesiyle toplam 30.000 TL üzerinden davalının itirazının iptaline, tazminata, davacının takipte istediği çek tazminatı, komisyon alacağı, işlemiş faiz taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu çeklerin kira borcu karşılığı verildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Nitekim davalı karşılıksız çek keşide etmek suçundan C. Savcılığına verdiği ifadede …Şirketinin yetkili müdürü olduğunu, şikayete konu çekleri şirket adına kendisinin keşide ederek şikayetçi M.. T..’a şirketin kira borcuna karşılık olarak verdiğini, şikayetçinin çek keşide ettiği sırada çekleri kendi adına keşide edip ciro ederek kendilerine vermesini istediklerini, kendisinin de bunu kabul ettiğini bu şekilde söz konusu çekleri keşide ederek müştekiye verdiğini, çeklerin karşılıklarını süresinde bankada hazır edemediklerini, bedellerini de ödeyemediklerini beyan etmiştir. Eldeki davada ise keşideci veya ciranta ile davacı arasında herhangi bir temel ilişki olmadığını savunmuştur. Somut olayda uyuşmazlık davaya konu çeklerin davalı tarafından davacıya temel ilişki nedeniyle verilip verilmediği noktasındadır. Davacı çeklerin kendisine kira borcu nedeniyle verildiğini iddia etmekte ise de davacı tarafından delil olarak gösterilen Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2007/50 esas, 2007/315 karar sayılı dosyasında bulunan kira sözleşmesine göre temel ilişkiye dayalı kira sözleşmesi dava dışı ..Cami Eğitim, Öğretim vakfı ile yine dava dışı E. E. B. ve Ortakları arasındaki 06.09.2004 tarihli, 3 yıl müddetli, aylık 3.750 TL bedelli, kira sözlemesidir. Daha sonra kiracı, E.E. B.ve Ortakları yerine davaya konu çeklerin keşidecisi Şti. olmuştur, davaya konu çeklerin bir nüshası da bu dosya arasında bulunmaktadır. Belirtilen sözleşmeyi davacı M.. T.. vakfın mütevelli heyeti adına imzalamış, icra hukuk mahkemesindeki davada yine dava dışı vakıf tarafından açılmıştır, bundan ayrı davacının kendisi ile davalı arasında kira ilişkisi bulunduğuna dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Tüm bu anlatılanlardan davacının dayandığı çeklere konu temel ilişkinin tarafları dava dışı vakıf ile dava dışı şirket olup davada aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kısmen kabulü doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi