Feshin geçerli olup olmadığı araştırılırken; davacının iş güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışlarının olup olmadığı hususunun iş güvenliği uzmanı ve hukukçudan oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmaktadır.
22. Hukuk Dairesi 2014/14382 E. , 2014/21341 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2013
NUMARASI : 2013/50-2013/122
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle haklı ve geçerli bir neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ile diğer haklarının belirlenmesini ve en az 1 yıllık sendikal tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı işveren vekili, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine Karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, feshin, geçerli ve haklı nedene dayanmadığı,davacının sendikal faaliyetlerde bulunması nedeniyle işverence yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işçinin isteği ile ya da işini ihmal etmesi sonucu işyerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi hali işverenin haklı fesih nedenleri arasında gösterilmiştir.
İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından derhal “haklı nedenle fesih hakkı” ortaya çıkar.
İşçinin bu konuda uyarılması veya hatırlatmada bulunulmasına gerek olmadığı gibi, belli bir zararın oluşması da gerekmez. Aynı bentte belirtilen işçinin otuz günlük ücretinin tutarıyla karşılanamayacak bir zarar vermesi, işin güvenliğini tehlikeye düşürmekten bağımsız bir fesih nedenidir.
Dosya içeriğinden, davacının, davalıya ait işyerinde 08.06.2011-25.03.2013 tarihleri arasında Tesis Kırıcı Operatörü olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 25.03.2013 tarihli fesih bildirimi ile, “İşyerinde, devreye alındığında üzerinde çalışan personele ciddi zararlar verebilecek (ciddi yaralanma ve ölüm) makinelerin koruyucu bariyerlerinin kaldırılmasından önce ve bu makinelerin üzerinde personelin çalışma yapmasından önce makinelerin enerjilerinin ana şartelden indirilmesi ve şartelin üzerine açılmasını önleyecek kilit takılması ve makine üzerine çalışıldığını gösteren kişisel tehlike etiketi takılmasının zorunlu olduğu, bununla ilgili talimat ve eğitimlerin tekrarlanarak tüm personele verildiği, davacının Kırıcı Ünitesinde enerjisi kesilmeden, talimat ve verilen eğitimlere uygun kilitleme ve etiketleme yapmadan bant üzerinde makara değişimi yaptığı, kendi ve diğer personelin can güvenliğini açıkça tehlikeye attığı, işyerinde iş güvenliği talimatlarına uymadığı nedeniyle haklı olarak feshedildiği,” 23.03.2013 tarihli tutanakta, işyerinde 23.03.2013 Cumartesi, 08.00-16.00 vardiyasında Kırıcı bölümünde görevli davacının 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesi gereğince “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğin; tehlikeye; düşürmesi kuralına uymayarak İş güvenliği İhlali yaptığı, kendisini ve bölümünde çalışan dip arkadaşlarını tehlikeye attığı, hususlarının belirtildiği, davacının savunmasında,işyerinde kar yağışı nedeniyle çalışılmadığını, bonker altı makarasının değişimi gerektiği için güvenlik kartı asmayı ihmal ettiğini bir daha yapmayacağını ve özen göstereceğini beyan ettiği, olay ile ilgili işverence düzenlenen raporda, işyerinde Tesis Kırıcı Operatörü olarak görev yapan davacının 23.03.2013 günü 08:00-16:00 vardiyasında saat 09:40 sırasında “Devre Dışı Bırakma” kartını elektrik panosuna asmadan konveyör bant altı makara değişimi yaptığı, işyerinde, devreye alındığında, üzerinde çalışan personele ciddi zararlar verebilecek makinlerın koruyucu bariyerlerinin kaldırılmasından önce ve bu makinaların üzerinde personelin çalışma yapmasından önce makinaların enerjilerinin ana şartelden indirilmesi ve şartelin açılmasını önleyecek kilit takılması ve makine üzerine çalışıldığını gösteren “kişisel tehlike işareti” takılmasının zorunlu olduğu, davacının bu konuda eğitim de aldığı, ancak almış olduğu eğitime göre hareket etmediği, gerekli önlemleri almadan işlem yaparak, arkadaşlarının ve kendisinin can güvenliğini tehlikeye soktuğu, muhtemel bir iş kazasına yol açabilecek davranış içinde bulunduğu, işyerini de maddi manevi zarara sokması muhtemel bir iş güvenliği ihlali yaptığı hususlarının belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının, fesih bildirgesinde ve tutulan tutanak ile işverence hazırlanan raporda belirtilen, davacı tarafından da savunmasında kabul edilen olumsuz davranışınının, işgüvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmediği, kendisi, diğer işçiler ve işyeri hakkında işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana getirip getirmediği hususunda işgüvenliği uzmanı ve hukukçu bilirkişilerden rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Kabule göre de, sendikal tazminatın işe başlama şartına bağlanması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.