Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

Hakim ancak tanığın sözü bittikten sonra açıklanması ve tamamlanması gereken konularda tanığa sorular sorabilir.

22. Hukuk Dairesi         2013/28560 E.  ,  2014/37111 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2013
NUMARASI : 2011/455-2013/265

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili satış temsilcisi olan davacının iş sözleşmesini kendisinin haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının haklı nedenle iş sözleşemsinin feshedildiğini, diğer haklarının ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alman bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 261. maddesinde tanığın dinlenme usulü açıklanmıştır. Bu madde; “(1) Tanıklar, hâkim tarafından ayrı ayrı dinlenir ve biri dinlenirken henüz dinlenmemiş olanlar salonda bulunamazlar. Tanıklar gerektiğinde yüzleştirilirler.
(2)Tanık, bildiğini sözlü olarak açıklar ve sözü kesilmeden dinlenir. Dinlenilme sırasında, tanık, yazılı notlar kullanamaz. Şu kadar ki, tanık tarihleri ve rakamları tespit etmek veya bazı hususları açıklamak ya da hatırlayabilmek için yazılarına bakmak zorunda olduğunu hâkime söylerse, hâkim derhâl yazılarına bakmasına veya belirleyeceği duruşmada yeniden dinlenmesine karar verebilir.
(3)Hâkim, tanık sözünü bitirdikten sonra, ifade ettiği hususların açıklanması veya tamamlanması amacıyla başka sorular da sorabilir.
(4)Toplu mahkemede başkan, hâkimlerden her birinin tanığa doğrudan doğruya soru sormasına izin verir.
(5)Tanığın sözleri tutanağa yazılarak önünde okunur ve tutanağın altı kendisine imza ettirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İşçi ve işverenin hak ve alacakları konusunda açtıkları davalarda tanık beyanları olayları aydınlatmasında önemli bir delildir. Tanıklık edilecek konuda tanığın serbest iradesi ile bildiklerini anlatması ve bunun sağlanması içinde sözünün kesilmemesi gerekir. Tanık bildiklerini bir bütünlük içinde anlatırken yapacağı açıklamalar, kuracağı cümleler, kullanacağı ifadeler ve kavramların gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkı sağlayacağı açıktır. Anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasında tanığın sözünün kesilmemesi gerektiği, 3. fıkrasında ise hakimin ancak tanığın sözünü bitirdikten sonra açıklanması ve tamamlanması gereken konularda tanığa sorular sorabileceği belirtilmiştir. Somut olayda tanığın sözü kesilmeden dinlenmesi gerektiği kuralına uyulmamıştır. Usule uygun dinlenmeyen bu tanıkların, kısa kısa ve peş peşe sorulan sorulara sadece “var”,”yok”, “evet”, “hayır” şeklince cevaplar verdiği bu sorulara açıklama şeklinde ve esnek cevaplar verebilme ortamı sağlanmamıştır. Kaldı ki olayda fazla çalışma ve hafta tatili gibi dava konusu edilmeyen alacaklar konusunda da tanıklara matbu sorular sorulmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle mahkemece iddia ve savuma konuları hatırlatıldıktan sonra bu şekilde dinlenen tanıkların yeniden usule uygun şekilde beyanlarına başvurulduktan sonra tüm dosya kapsamına uygun kararın verilmesi gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);