Her ne kadar hak düşürücü süre dava şartı olsa da, kesin hükmün sonuçlarını doğuran davalının kabul beyanına değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
1. Hukuk Dairesi 2022/4534 E. , 2022/6920 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ERMENEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süreden reddi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı taraf, 35 parsel sayılı taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı taraf, ön inceleme duruşmasından önce ibraz ettiği 23.12.2021 tarihli dilekçe ile davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10/01/2022 tarihli ve 2021/755 Esas, 2021/1 Karar sayılı kararıyla, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin dava şartı olup davalının davayı kabul beyanından önce uygulanması gerektiği belirtilip davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davanın süresinde açıldığı, ayrıca davalının davayı kabul beyanının gözetilmesi gerektiği belirtilerek verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11/04/2022 tarihli ve 2022/460 Esas, 2022/712 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi benimsenerek davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Dava ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar tekrarlanmıştır.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup; davalının kabul beyanının hak düşürücü süreye üstün tutulması gerektiği uyuşmazlık konusu yapılmıştır.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3 üncü maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308 inci maddesi, “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”; 309/2 nci maddesi, “Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 311. maddesi, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ancak davalının da ön inceleme duruşmasından önce Mahkemeye ibraz ettiği dilekçe ile davayı kabul ettiğini bildirdiği; davanın, niteliği itibariyle kamu düzeni ile ilgili bulunmadığı ve davada taraf olmayan kişilerin haklarını etkilemeye yönelik bir istek de içermediği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, hak düşürücü süre dava şartı olsa da, yukarıda değinilen olgular 3.2. bentte açıklanan düzenlemeler ile birlikte değerlendirildiğinde öncelikle, kesin hükmün sonuçarını doğuran davalının kabul beyanına değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın kabul beyanı çerçevesinde bir karar verilmesi yerine davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi doğru değildir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenle; davacı tarafın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.