Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

HMK’nun 20. maddesinde; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde yapılacak işlemler takip hukukunda da geçerlidir.

12. Hukuk Dairesi         2018/9699 E.  ,  2019/916 K.

“İçtihat Metni”

………

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22/01/2018 tarihli ve 2016/27184 Esas – 2018/464 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
6100 sayılı HMK’nun 20. maddesinde; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır. Aynı kural takip hukukunda da geçerlidir.
Somut olayda alacaklının, yetkisiz icra dairesi olan ……….13.01.2016 tarihinde takip başlattığı, borçlunun süresinde yetki itirazı üzerin……….16.02.2016 tarih ve 2016/26 E. – 2016/47 K. sayılı kararıyla yetki itirazının kabulüne, talep halinde dosyanın yetkili ……….gönderilmesine karar verildiği ve söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 07.03.2016 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Alacaklı vekilinin, icra dosyasının yetkili İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi için………. 22.3.2016 günü talepte bulunduğu ve bu tarih itibarı ile başvurunun yukarıda açıklanan yasa maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı anlaşılmaktadır.
HMK’nun 20. maddesi hükmü kamu düzenine ilişkin olup kararın alacaklı vekilince temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/1-433 kararında benimsendiği gibi).
O halde, mahkemece; kamu düzeni ile ilgili olan HMK’nun 20. maddesi gözetilmek suretiyle takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek borca ve imzaya itirazın reddine yönelik hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen bu nedenle re’sen bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Dairemizin 22.01.2018 tarih ve 2016/27184 E. – 2018/464 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re’sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 24/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

);