Yargıtay Kararı

İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. İtiraz ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerekir.

İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. İtiraz ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerekir.

12. Hukuk Dairesi         2017/8971 E.  ,  2018/11649 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında; ölü kişi hakkında takip yapılamayacağını, murislerinden kalan mirası reddettiklerini ve ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince, borçluların icra mahkemesine başvurusunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve ödeme emri tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğundan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte İİK’ nun 168. maddesine göre yasal 5 günlük sürede itiraz edilmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2017 tarih ve 2017/924 E. 2017/1344 K. sayılı kararı ile borçluların başvurusunun İİK’nun 16/2 maddesine göre süresiz şikayet kapsamında olduğu gerekçesi ile borçluların istinaf talebinin HMK’nun 353/1/b/3 maddesi gereğince kabulü ile … … 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1089 Esas -2017/198 karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, şikayetin kabulüne ve … … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21352 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibin davacı borçlular yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir.
“İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-…).
Öte yandan, İİK.’nun 53. maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı, mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK.’nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer, İİK.’nun 16.maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK.’nun 53.maddesine aykırılık iddiası ise; kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK.’nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir.
Somut olayda, icra takibinin 05.10.2016 tarihinde borçlu … hakkında başlatıldığı, borçlunun takipten önce 03.02.2015 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının 11.10.2016 tarihinde mirasçılar hakkında yeniden takip talebi düzenleyerek ödeme emri gönderilmesini istediği ve mirasçılara (7 örnek) ödeme emri tebliğ edildiği, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden önce 01.12.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK.’nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır.
Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.’nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, icra takibinin şekline göre; borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak, takibin iptaline yönelik istemin reddi ile karar sonucuna göre borçluların ilk derece mahkemesi kararına yönelik incelenmeyen diğer istinaf nedenleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklıların temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 371. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

);