Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

İş güvencesi uygulanan işyerlerinde fesih bildirimi yazılı olarak yapılması gerekir.

9. Hukuk Dairesi         2013/12011 E.  ,  2015/7963 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, taraflar arasındaki kontrol mühendisliğine ilişkin akdin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalının, davacı kooperatife ait inşaatlarda kontrol mühendisliği görevini yürüttüğünü ve inşaatın tamamlanmasından sonra iskan ve ruhsat alınma süresinin uzatılması ile görevlendirildiğini iddia ederek taraflar arasındaki kontrol mühendisliğine ilişkin
akdin iptaline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin feshine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı kooperatiftarafından davalı aleyhine “taraflar arasındaki kontrol mühendisliğine ilişkin akdin iptali” istemi ile dava açılmış ve mahkemece “davacı kooperatif yönünden İş Kanunu 25/2-h maddesi gereği haklı sebep varolduğundan iş akdinin feshine” karar verilmiştir.
Taraflar aralarındaki iş sözleşmesini açık, net ve kesin bir şekilde yazılı ya da sözlü beyanları ile feshedebilirler. İş Kanunun 109. maddesinde “Bu Kanunda öngörülen bildirimlerin ilgiliye yazılı olarak ve imza karşılığında yapılması gerekir. Bildirim yapılan kişi bunu imzalamazsa, durum o yerde tutanakla tespit edilir…” denilmekte ise de bu şartın gereklilik şartı değil ispat şartı olduğu kabul edilmektedir. İleriye matuf, şartlara bağlı, kesin olmayan, kapalı, muğlak ifadeler içeren beyanlar fesih olarak nitelendirilemez.
Dolayısı ile feshin belli bir şekli yoktur. Fesih beyanının hüküm doğurması için karşı tarafın onayı ya da kabulü gerekmemektedir. Sözlü veya yazılı fesih beyanının karşı tarafa ulaşması ile fesih gerçekleşmiş olur. Bununla birlikte sözlü yapılan fesihlerde daha sonra anlaşmazlıklara sebebiyet vermemek için durumun bir tutanakla belirlenmesi yararlı olacaktır. İşçinin istirahatlı ya da yıllık izinde olduğu sürede iş sözleşmesinin feshi tebliğ edildiğinde, istirahat rapor süresinin ya da yıllık izin süresinin bitmesinden sonra ihbar süresi işlemeye başlar. İhbar süresi ile yıllık izin veya rapor süresi iç içe geçemez.
Diğer taraftan İş Kanunun 18. maddesi gereğince iş güvencesi uygulanan işyerlerinde (otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi)  işverenin, Kanunun 19. maddesi gereğince fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesi zorunludur. Aksi halde fesih geçersiz olur.
Somut olayda, taraflar arasındaki iş akdinin feshi tek taraflı fesih beyanı ile gerçekleşeceğinden, Mahkemenin tarafların yerine geçerek iş akdinin feshine karar vermesinin hukuki dayanağı yoktur. İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan
reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);