Yargıtay Kararı

İş sözleşmesinin feshinde, feshe dayanak olan kanun maddelerinin uygun seçilmesi ve ispatlanabilir olması önemlidir.

İş sözleşmesinin feshinde, feshe dayanak olan kanun maddelerinin uygun seçilmesi ve ispatlanabilir olması önemlidir.

9. Hukuk Dairesi         2016/16971 E.  ,  2018/22885 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/12/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 05.06.2014 tarihli ve 24 ay süreli belirli süreli iş sözleşmesi ile yönetim kurulu danışmanı unvanı ile işe başladığını, şirketin 12.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısından sonra yönetim kurulu değiştiğini, yeni oluşan yönetim kurulunun müvekkili üzerinde psikolojik baskı oluşturduğunu, yaptığı yasal ve verimli işleri sorguladığını, yaptığı iş ve işlemlerde yasalara ve işletmenin amacına aykırılık bulunmamasına rağmen müvekkilinin iş sözleşmesini 24.10.2014 günlü fesih bildirimi ile süresi bitiminden önce İşk.25/II-b/c/h maddelerine göre feshedildiğini, iş akdinin feshinde gösterilen gerekçelerin asılsız olup, müvekkilinin İş Kanunu’nun 25/II-b/c/h maddelerinde belirtildiği şekilde bir eyleminin olmadığını, müvekkili hakkında C.Savcılığına suç duyurusunda bulunulmadığı gibi yazılı bir savunmada istenmediğini ve kendisine herhangi bir yazılı ihtar da verilmediğini, bu nedenle davalı işverenlikçe yapılan feshin süresi bitiminden önce haksız olarak feshedilmiş olduğundan TBK 438. maddesi gereğince bakiye süreye ilişkin tazminat alacağından 10.000.00 TL ile iş akdinin fesih bildiriminde asılsız ve haksız olarak İş Kanunu’nun 25/II-c bendine dayanılmış olması nedeni ile 10.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiğini, ayrıca sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, objektif nedenler gözönünde tutulduğunda yönetim kurulu danışmanlığının belirli süreli yapılması gereken işlerden olmadığı gibi işin süreklilik arz ettiği ve davacı bakımından belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşulların bulunmadığı buna göre iş sözleşmesinin belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliği taşıdığı ve davacının bakiye süre istemine ilişkin talebinin reddi gerektiği, manevi tazminat koşullarının da davacı lehine gerçekleşmediği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının iş sözleşmesi davalı işverenin 24/10/2014 tarihli fesihname başlıklı yazısı ile aynen “05/06/2014 tarihinde başlayan iş akdiniz 23/10/2014 tarihli Yönetim Kurulu kararı kapsamında 4857 sayılı 25/II-b, 25/II-c, 25/II-h maddeleri gereği feshedilmiştir. ” şeklinde gerekçe ile fesh edilmiş olup fesih sebebi olarak belirtilen 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-b-c-h maddelerine ilişkin hiçbir iddia ve ispat yoktur.
Feshe dayanak yapılan maddelerden 4857 sayılı Kanunun 25/II-b hükmü; “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması” , 25/II-c hükmü; “İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması” ve 25/II-h hükmü; “İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” eylemleridir. Feshe dayanak Yönetim kurulu kararı ile davaya cevap dilekçesinde bu eylemlerden 25/II-h hükmüne dayanılmış, 25/II-c hükmü açısından hiçbir savunma getirilmemiştir.
İş sözleşmesinin feshine dayanak yapılan 25/II-c hükmü yukarıda açıklanmış olup iddia ve ispat edilmeyen ve toplum içinde davacıyı küçük düşürüp rencide edici hal olan taciz, fesih sebebi olarak açıkça yazılmasa da Kanundaki madde yazılmıştır ve Kanundaki düzenleme açık olup herkes görebilecek durumdadır.
İşveren Anonim Şirket olup yaptığı işlemlerin sonuçlarını bilebilecek durumdadır. Bir işçi hakkında hiçbir iddia olmadığı halde iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanunun 25/II-c hükmüne göre fesh edilmesi, işçinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan Mahkemece manevi tazminat talebi kabul edilerek makul oranda tazminata hükmedilmesi gerekirken koşulların oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.630.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

);