Yargıtay Kararı

İşçinin e-maildeki beyanlarının işvereni ve Türk olan sahiplerini küçük düşürücü ifadeler içerdiği, işi bitiremeyeceği şeklindeki beyanı ile şirketi üst işveren konumunda olan şirkete karşı kötülediği ve olumsuz imaj oluşmasına neden olduğu dolasıyla haklı bu durum haklı nedenle fesih sebebidir.

İşçinin e-maildeki beyanlarının işvereni ve Türk olan sahiplerini küçük düşürücü ifadeler içerdiği, işi bitiremeyeceği şeklindeki beyanı ile şirketi üst işveren konumunda olan şirkete karşı kötülediği ve olumsuz imaj oluşmasına neden olduğu dolasıyla haklı bu durum haklı nedenle fesih sebebidir.

22. Hukuk Dairesi         2016/29395 E.  ,  2016/27966 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin Mayıs 2013 tarihinde davalı şirkette Kaynak Mühendisi olarak belirsiz süreli sözleşme ile aylık net 6.500 USD ile çalışmaya başladığını, şirket müdürü tarafından müvekkile gönderilen elektronik ileti ile Kuzey Irak şantiyesinde çalışırken iş sözleşmesinin sonlandırıldığının bildirildiğini, yapılan feshin haksız olduğunu, müvekkilinin herhangi bir savunmasının alınmadığını beyanla iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespitine ve işe iadesine, boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin işvereni kötüleyen, işveren ve çalışanlarının Türk olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren müvekkilin işini bitirmeyeceği yönünde proje sahibine şikayette bulunan mektubu sebebiyle feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshi gerekçesinin haklı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen işverenin haklı fesih sebepleri olarak düzenlenen hallerden herhangi birine uymadığı, davalı işverence davacının elektronik posta içeriğinde sarf ettiği sözlerin şirket çalışanlarına yansıması üzerine işyerinde çalışma barışının zedelendiği iddiasının ispatlanmadığı, işverence yapılan fesihte haklılık boyutunun bulunmadığı, dayanılan sebebin geçerli fesih sebebi oluşturabileceği kabul edilmiş ise de 4857 sayılı Kanun’un 19/2 maddesi gereğince fesihten önce davacının savunmasının alınmamış olması nedeniyle yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshinin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı temyizi bakımından,
Dosya kapsamına göre davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE karar verilmiştir.
2-Davalı temyizi yönünden;
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
Dosya içeriğine göre, davalı şirkette kaynak mühendisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin işyerinde çalışma barışını ve şirketin ticari itibarını zedeleyici, firmayı ve çalışanları işverenin önünde küçük düşüren davranışları gerekçesi ile haklı sebep belirtilerek feshedildiği anlaşılmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 19. ve 25/son maddelerine göre feshin haklı neden iddiasıyla feshedildiği hallerde fesihten önce savunma alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının davalı şirketin yabancı ortağı ve üst işvereni konumunda olan Amerikalı şirket yetkilisine gönderdiği e-postada “…Bu proje için benimle görüşme yapıldığında bana Amerikalılarla çalışacağım söylenmişti ki bu beni çok mutlu etmişti. Fakat ne yazık ki halen Türklerle çalışıyorum…Buradaki insanların kullandıkları yönteme ve fikirlere bakılırsa bu işi bitireceklerine dair hiçbir umudum ve inancım bulunmamaktadır ve bu durum beni strese sokmaktadır….” şeklinde beyanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece feshin haklılık boyutunun bulunmadığı, dayanılan sebebin geçerli fesih nedeni oluşturabileceği, bu durumda fesihten önce, davacıdan savunmasının istenmemesi nedeniyle feshin geçersiz olduğuna karar verilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere sözleşmenin haklı neden iddiasıyla feshi halinde savunma istenmesine gerek bulunmamaktadır. Diğer yandan davacının elektronik postadaki beyanlarının işvereni ve Türk olan sahiplerini küçük düşürücü ifadeler içerdiği, işi bitiremeyeceği şeklindeki beyanı ile şirketi üst işveren konumunda olan şirkete karşı kötülediği ve olumsuz imaj oluşmasına neden olduğu, bu davranışın doğruluk ve bağlılığa uymadığı anlaşıldığından, işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 04,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.800,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 328,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 15.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);