Yargıtay Kararı

İşçinin eylemli feshi sonrasında, davalı işverenin işçi hakkında işe gelmediğinden bahisle devamsızlık tutanağı düzenlemesinin ve devamsızlığa dayalı fesih yapmasının bir önemi bulunmamaktadır.

İşçinin eylemli feshi sonrasında, davalı işverenin işçi hakkında işe gelmediğinden bahisle devamsızlık tutanağı düzenlemesinin ve devamsızlığa dayalı fesih yapmasının bir önemi bulunmamaktadır.

9. Hukuk Dairesi         2018/10285 E.  ,  2018/23184 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı şirkette 24/12/2011-27/02/2013 tarihleri arasında paketleme elemanı olarak çalıştığını, işyerinde fazla mesai yaparak çalıştığını, dini ve milli bayram günlerinde de çalıştığını ancak bu çalışmalarının karşılığı ücretlerin ödenmediğini, yıllık izin hakkını da kullanmadığını iddia ederek; kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davacının 3 gün işe gelmediği için iş akdine haklı olarak son verildiğini, davacının tazminat haklarının doğmadığını, fazla çalışma ücretlerinin çalıştığı süre içerisinde kendisine ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi işyerinde 10/11/2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonrasında uzun bir süre tedavi gördüğünü ve sağlık nedenleri ile fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş, davalı işveren ise davacının devamsızlık yapması nedeniyle iş akdini devamsızlık nedenine dayalı olarak haklı nedenle feshettiğini savunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı, işyerinde geçirdiği iş kazası sonrasında istirahat raporunun bitiminde bir daha işe dönmeyerek iş akdini eylemli olarak feshetmiştir. Davacının eylemli feshi sonrasında, davalı işverenin davacı hakkında işe gelmediğinden bahisle devamsızlık tutanağı düzenlemesinin ve devamsızlığa dayalı fesih yapmasının bir önemi bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin eylemli fesih gerekçesini “..işyerinde iş güvenliğinin olmayışı nedeniyle geçirdiği iş kazası sonucu işyeri çalışma koşullarının sağlığını olumsuz etkileyeceği endişesi ve çok uzun süre fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebepleriyle, davalı işverenin işe başlaması ihtarnamesine cevap vermeyerek ve işe başlamayarak davacı iş kazası tedavisi sonrası haklı nedenle bildirimsiz fesih hakkını kullanmıştır. Davacı işçi iş aktini haklı nedenle feshetmiştir” şeklinde açıklamıştır.
Davacının iş akdini fesih tarihi itibariyle ödenmemiş işçilik alacakları bulunduğu anlaşılmıştır. Bu işçilik alacaklarının varlığı gözetilerek davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğinden, kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi hatalıdır.
3-Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

);