İşçinin işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun değiştirilmesi istemli açmış olduğu tespit davasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
9. Hukuk Dairesi 2021/2268 E. , 2021/6524 K.
“İçtihat Metni”
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 17.09.2016 tarihinde davalı şirketin Özel … Hastanesi isimli işyerinde sağlık görevlisi olarak çalışmaya başladığını ve 08.10.2018 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, 08.10.2018 tarihinde davalı Şirket tarafından müvekkilinin iş akdine gerekçe gösterilmeden son verildiğini ve işe artık gelmemesi konusunda bildirim yapıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu işten ayrılış bildirgesinde de görüldüğü üzere davalı Şirket işten ayrılma kodu olarak (4) kodunu bildirdiğini, işten ayrıldıktan sonra davalı taraf ile görüşen müvekkil işçilik alacakları için davalı işyerine gittiğini, kendisine kıdem ve ihbar tazminatı bordrosu başlıklı iki evrak teslim edildiğini, hesaplanan miktara itiraz etmeyen müvekkiline alacaklarını 5 taksitte ödemeyi teklif ettiklerini ve müvekkilinin teklifi kabul etmediğini, bu görüşme sırasında müvekkilinin eşinin de yanında bulunduğunu, müvekkilinin taksitli ödemeyi kabul etmemesinden birkaç gün sonra davalı taraf Sosyal Güvenlik Kurumu’na (4) olarak bildirdiği işten ayrılma kodunu (29) olarak değiştirdiğini, müvekkilinin, işten ayrılma kodunun değiştirilmesi ile işçilik alacakları ve işsizlik maaşı gibi haklarından mahrum kaldığı gibi (29) nolu kod ile çıkarılması sonrası (“Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeni ile fesih ”) bugün ve gelecekte zarar göreceğini, davalı tarafın yapılan işlemlerde kötü niyetli olduğunu, müvekkili hakkında bildirilen işlen ayrılma kodunun hatalı ve yanlış olduğunun tespiti ile kötü niyet tazminatı alacağını talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı tarafın açmış olduğu davayı kabul etmediklerini, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu md. 3 gereğince arabuluculuğu zorunluğu olduğunu, davacının arabulucuya başvurusu olmadığını, davacının istemiş olduğu kötü niyet tazminatı da işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklı bir dava olup kötü niyet tazminatı arabuluculuk görüşmelerinde konu edilmemiştir. Davanın dava şartı yokluğu sebebi ile reddini talep ettiklerini, davanın dava şartı yokluğu sebebi ile tahkikata başlanmadan reddi gerektiğini, çıkış kodunun belirlenmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi işverenin yetki ve sorumluluğunda olduğunu, davacının bunun aksi iddiası, işçi işveren ilişkisinden kaynaklı açılacak dava sonunda belirleneceğini, bunun tespiti halinde davanın kesinleşmesi sonrasında davacı, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan buna ilişkin varsa işçilik haklarını talep edebileceğini, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını, davanın aktif dava ehliyeti noksanlığından reddi gerektiğini, davacı hakkında Mayıs, Temmuz ve son olarak Ekim ayında hastanede çıkarmış olduğu tartışmalar ve huzursuzluklar sebebiyle tutanaklar tutulduğunu, bu gerekçelerle hakkında çıkış kodu 29 gösterildiğini, çıkış kodlarında işveren tarafından hatalı bildirimler yapılabildiği Sosyal Güvenlik Kurumu tarafınca da bilindiği için 10 günlük yasal düzeltme hakkı tanındığını, işverenin de, ilk bildirimindeki hatasını fark ederek çıkış kodunu gerçeğe uygun şekilde düzelttiğini ve 29 olarak belirttiğini, davacının hem dava şartı gerçekleşmediğini hem de dava açma hakkı bulunmadığını, davanın reddi gerekmektiğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacı yanın işverence Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/l-b.2 ve 355. maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün aşağıdaki şekilde düzeltilmek üzere ortadan kaldırılmasına, davacı yanın işverence Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali talebinin konusuz kalması sebebiyle bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.)
Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Aynı şekilde eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur (Emsal Yarg. HGK 02.04.2003 T 2003/1-256 E., 2003/269 K., 24.06.1992 T 1992/1-347 E., 1992/394 K., 15. HD. 22.04.2004 T 2003/5627 E., 2004/2300 K.). 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h. maddesine göre hukuki yarar dava şartıdır. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK 115/1). Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça, işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun -29- olarak gösterilmesinin mağduriyetine neden olacağı iddia edilerek işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali talep edilmiş ise de; dava tarihi itibarı ile herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığı, buna ilişkin somut bir delil sunulmadığı gibi, somut bir vakaya da dayanılmadığı, taraflar arasındaki alacak davasında da kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti yönünden davanın kabulüne karar verildiği kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle eda davası yerine, tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/h maddesi gereğince dava şartı olup, bu kapsamda yapılan inceleme ile işten ayrılma kodu bildirim işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptaline ilişkin davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddi gerekmekteyken, Bölge Adliye Mahkemesince davacı yanın işverence Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilen işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali talebinin konusuz kalması sebebiyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi