Yargıtay Kararı

İşçinin on iki yılı aşan hizmeti süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır.

İşçinin on iki yılı aşan hizmeti süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır.

22. Hukuk Dairesi         2017/21882 E.  ,  2019/9896 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının 20.01.1995-21.11.1997 tarihleri arasındaki çalışması için Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, 20.01.1995- 22.05.2011 tarihleri arasındaki dönem içinse alt işveren… Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. aleyhine Kastamonu İş Mahkemesi’nin 2011/151 esasına kayıtlı davayı açtığını, anılan davada davalı… Ltd Şti’nin 12.810,38 TL kıdem tazminatının tamamından, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün ise 258,66 TL’sinden (20.01.1995 ile 21.11.1998 tarihleri arasındaki dönemden) sorumlu olduğu, 12.888,26 TL fazla çalışma ücretinin tamamından… Ltd. Şti.’nin 241,73 TL’sinden Sosyal Hizmetler Kurumunun, 1.585,94 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının tamamından Zirve Ltd. Şti.’nin, 26.49 TL’sinden asıl işveren Sosyal Hizmetler Kurumu Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunun belirlendiğini, yıllık izin ücreti yönünden ise son alt işveren …Hizmetleri Taahhüt ve San. Ltd. Şti. ile son asıl işveren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun (Rehabilitasyon Hastanesinin bağlı olduğu kurum) sorumlu olduğuna atıf yapılmış olduğunu, davacının 21.11.1998 tarihinden 22.05.2011 tarihine kadar asıl işveren Kastamonu Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde çalışmış olduğunu, önce açılan davada en son alt işveren …Hizmetleri Ltd Şti ile en son asıl işveren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna davanın teşmil edilmediğini beyan ederek bu davada tahsilde tekerrür olmamak üzere son asıl işveren Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumundan bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Somut olayda davacı, dava dışı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile… Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine Kastamonu İş Mahkemesinin 2011/151 esasına kayıtlı olarak açtığı davada 20.01.1995-22.05.2011 tarihleri arasındaki çalışma süresine ilişkin alacakların davalılardan tahsilini talep etmiştir. Eldeki davada ise yine bu tarihler arasındaki çalışmasının 21.11.1998 – 22.05.2011 tarihleri arasındaki bölümünün davalı … Kurumuna bağlı Kastamonu Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde geçtiğini ifade ederek, bu döneme ilişkin alacaklarını tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı … Kurumundan tahsilini talep etmektedir.
Davacı tarafça Mahkemenin 2011/151 esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilmesi istenilmiş ise de, Mahkemece dosyanın geldiği safahat itibariyle birleştirme talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Temyiz incelemesi sırasında UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada anılan davada verilen kararın Dairemizce incelenerek onandığı tespit edilmiştir (Dairemizin 2017/8227 Esas sayılı dosyası). Aynı çalışma dönemine ilişkin olarak dava dışı alt işveren ile Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davada verilen karar kesinleşmiş olduğundan, kesinleşen karar eldeki davada çalışma süresi asıl işverenin sorumluluğu gibi hususlar yönünden belirleyicidir. Nitekim davacı 1995-1998 yılları arasında Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü 1998-2011 yılları arasında ise Kastamonu Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde çalıştığını ifade etmekte olup, kesinleşen dosyada özellikle alt işveren yönünden tüm süre üzerinden değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Asıl işverenin İş Kanunu’nun 2. maddesinden doğan sorumluluğu birlikte sorumluluktur. Birlikte sorumlulukta, asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumluluğuna bağlıdır. Hal böyle iken, anılan dosya celbedilerek davacının iddia ve talepleri yönünden her iki dosya kapsamına göre yeniden değerlendirme yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
2-Somut olayda tanık anlatımları doğrultusunda davacının 03.06.2009-22.05.2011 dönemine ilişkin fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmış ise de, dinlenen tanıkların davacının çalışma düzenini bilebilecek kişiler olmadıkları anlaşılmaktadır. Nitekim tanıklardan birisi davacının kız kardeşi olup davacı ile yakın işyerinde çalıştığını, diğer davacı tanığı ise kendisinin ve babasının Rehabilitasyon Merkezinde tedavi gördüğünü, davacıyı bu sebeple tanıdığını ifade etmiş olup, tanıkların davacının çalışma düzenini bilmeleri mümkün değildir. Ayrıca Mahkemenin alt işveren aleyhine açılan ve kesinleşen 2011/151 esas sayılı dosyasında da (çalışma süresinin bir kısmına yönelik) fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacının ispatlanamayan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3-Somut olayda, mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının hizmet süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabul edilerek iki yüz iki gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu varsayılarak yıllık izin ücreti hesabı yapılmıştır.
Kabule göre, davacının işyerinde çalıştığı on iki yılı aşan hizmeti süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alınarak sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 14.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

);