Islah için kanunda belirtilen süre bir hafta olup hakimin kanunda belirtilen süreleri uzatma yetkisi yoktur.
9. Hukuk Dairesi 2012/23668 E. , 2014/27170 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : KEŞAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)
TARİHİ : 07/03/2012
NUMARASI : 2010/322-2012/208
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 01.03.2006-12.11.2009 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak çalıştığını, müvekkiline rahatsızlığı sebebiyle K.. Devlet Hastanesi tarafından 26.10.2009-28.10.2009 tarihleri arasında istirahat verildiğini, 29.10.2009 tarihinde işbaşı yapmak üzere gittiğinde işlemleri ile ilgili bir sorun olduğundan bahisle o günlük işe gelmemesi söylenerek işbaşı yaptırılmadığını, davacının yerine görevlendirilen işçiye de davacının mazeretsiz olarak işe gelmediğine ilişkin tutanak imzalatıldığını, 12.11.2009 tarihli ihtarname ile de iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işe giriş tarihinin 29.03.2007 olduğunu, 26-27-28.10.2009 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediğine ilişkin tutanaklar düzenlendiğini, mazereti varsa bildirmesi için 30.10.2009 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davacının şikayeti üzerine 09.02.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü tarafından tutanak düzenlendiğini, davacı tarafından ibraz edilen iş göremezlik belgesinin tarihinin 10.11.2009 olmasına rağmen 26.10.2009-28.10.2009 tarihleri arasında çalışamayacağına dair geçmişe dönük düzenlendiğini, 2 hafta geriye dönük iş göremezlik belgesinin kabul edilemeyeceğini, kaldı ki iş göremezlik belgesine göre davacının 29.10.2009 tarihinde işbaşı yapabileceği halde işbaşı yapmadığını, bunun üzerine davacının iş sözleşmesinin 12.11.2009 tarihine kadar işe gelmemesi nedeniyle 12.11.2009 tarihli ihtarname ile iş Kanunun 25/II-g maddesine göre feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek sadece yıllık izin ücreti istemi hüküm altına alınmış diğer istemlerin ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyanın incelenmesinden, 21.12.2011 tarihli celsede davacı vekilinin, “Bilirkişi raporunu inceleyerek beyanda bulunalım gerekirse ıslah dilekçesini sunacağım” dediği, yerel Mahkemece, “Davacı vekiline bilirkişi raporunu inceleyerek beyanda bulunmak ve ıslah dilekçesini sunmak üzere süre verilmesine” dair ara kararı kurularak duruşmanın 07.03.2012 tarihine ertelendiği, 07.03.2012 tarihinde davacı vekilinin ıslah dilekçesini sunduğu, ancak yerel Mahkemenin HMK’nun 181. maddesi gereğince ıslah için kanunda belirtilen sürenin bir hafta olup hakimin kanunda belirtilen süreleri uzatma yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle ıslah talebinin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, yerel Mahkemece ıslah için verilen sürenin açıkça belirtilmemesi ve neticelerinin hatırlatılmaması isabetsiz olup, hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.