Av. Ünal Göktürk

Bakırköy Hukuk Bürosu

KDV’ye ilişkin işlemin kaynağı icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerekir.

12. Hukuk Dairesi         2020/7466 E.  ,  2020/9939 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Takip kapsamında yapılan ihale sonucunda taşınmazı satın alan ihale alıcısının icra mahkemesine başvurusunda; ihale bedeli üzerinden % 18 oranında alınan Katma Değer Vergisi’nin % 1 oranında uygulanması ve fazla yatırılan kısmın iadesinin talep edildiği, mahkemece, icra müdürlüğünce ihale gerçekleştirildikten sonra KDV’nin tarh ve tahakkuk işlemlerinin, bu verginin mükellefi sıfatıyla yürütüldüğü ve bu mükellefiyetten doğan ihtilafların çözüm yerinin vergi mahkemeleri olduğu gerekçesiyle şikayet dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/3-d maddesine göre; müzayede mahallerinde yapılan satışlar KDV’ye tabidir. Burada satılan malın ait olduğu kişinin KDV mükellefi olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Kanun koyucu tarafından bu yerlerdeki satışlar özel olarak KDV’ye tabi tutulmuştur. KDV Kanunu’nun 40.maddesine 4108 sayılı Kanun’la eklenen (5) numaralı fıkra ile Kanun’un 17. maddesinin 1. fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, sadece vergiye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemler için beyanname verdirme, beyanname yerine kaim olmak üzere işleme esas belgeleri kabul etme, bu mükelleflere ait verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda … Bakanlığı’na yetki verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu yetki çerçevesinde Kanun’un 1/3-d maddesi uyarınca müzayede yoluyla satış yapan icra dairelerinin, bu satışlarıyla ilgili KDV’nin beyan ve ödenmesi ile ilgili işlemleri, KDV genel tebliğlerinde yer alan açıklamalara uygun yürütülür. Bu bağlamda 48 seri no’lu KDV genel tebliğinin (D) bölümünde, icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Her ne kadar Dairemizin önceki içtihatlarında, KDV’nin tarh ve tahakkuk işlemleri, anılan verginin mükellefi sıfatı ile yapılmakta olduğundan, bu işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin vergi mahkemeleri olduğu belirtilmiş ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 11.03.2013 tarih ve 2012/182 Esas – 2013/321 Karar sayılı ilamında özetle; KDV’ye ilişkin şikayetin, icra müdürlüğünün tesis ettiği bir işlemden kaynaklandığı, mahkemece incelemenin, icra dosyasından yapılarak anılan işlemin kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar verileceği belirtilmek suretiyle uyuşmazlığın adli yargılanmanın
bir parçasını oluşturduğundan adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, KDV’ye ilişkin işlemin kaynağı icra müdürlüğünün tesis etmiş olduğu karara ilişkin olduğundan, işlemin yasaya uyarlılığının, şikayet yoluyla, icra mahkemelerinin denetiminde olduğunun kabulü gerekir.
Yukarıda açıklanan olgular karşısında Dairemizin değişen içtihadına göre KDV’ye ilişkin şikayetin icra mahkemelerinde incelenmesi gerektiğinden, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin yargı yolu nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

);